Bir sonbahar günüydü, her şey yine aynıydı. Ağaçlar usul usul yapraklarını döküyor, rüzgarda, dökülen yaprakları yerde sanki oynuyormuşcasına sürüklüyordu. Ben, ben ise daha evden çıkmamıştım, üstüme kalın giysiler giyip, evden çıktım. Ve bir parka doğru yürümeye başladım, parkı buldum. Parktaki çimler sulandığı için buram buram ıslak toprak kokuyordu. Bu beni içten içe mest ediyordu. Ardından temiz bir bank bulup oturdum, etraf çok sessizdi burası benim kitap okumam için çok elverişliydi. Eski ve tozlu çantamı açtım ve ardından içinden beni farklı dünyalara sokacak olan büyülü kitabımı aldım. Kitabı açmadan önce biraz yukarı baktım, bulutlar aynı pamuk şekere benziyordu. Ardından bulutlar şekil değiştirip top oynayan çocuklar şeklini aldı, çocuklardan biri sanki bana bakıp gülümsüyordu. Bulutlara baktıktan sonra kitabımı açtım, çantam tozlu olduğu o da biraz tozlanmıştı. Kitabımı daha açar açmaz çok heyecanlanmıştım, kim bilir beni bu normal dünyadan alıp nasıl maceralara sürükleyecekti…
Bir sonbahar günü
(Visited 108 times, 1 visits today)