Ünlü ressam Salvador Dali, yani pek de bilinmeyen adıyla Salvador Domingo Felipe Jacinto Dali i Domenec….
Dali 11 Mayıs 1904 tarihinde Katalonya’da doğmuştur. Altı yaşındayken menenjitten ölen kardeşinden üç yıl sonra doğan Dali’ye kardeşinin ölen kardeşinin adını koymuşlar. Anne ve babasının odasında asılı duran kardeşinin resmine ikizi gibi benziyormuş. Doğumundan itibaren kıskançlıkla tanışan Dali’nin ailesinin dikkatini çekmek için yapmadığı şey kalmamış ve bu durum artık benliğinde ne kadar büyük bir iz bıraktıysa taaa 1973 yılında şöyle bir ifade kullanmış;
“Doğar doğmaz tapınılan bir ölünün ayak izlerinden yürümeye başladım. Beni severken hala onu seviyorlardı aslında. Belki de benden çok onu.”
Dalí, resmin yanında heykel, fotoğraf ve filmle de ilgilenmiş olup hayatı boyunca 1500 resim ve onlarca heykel yapmıştır. Çoğunlukla sürrealist resimler yapan Dali’nin en ünlü tablosu eriyen cep saatlerini resmettiği Belleğin Azmi’dir. Belleğin azmi katı ve değişmez zaman kavramına karşı bir protesto olarak yorumlansa da Salvador Dalí bu resmin ilhamını sıcak Ağustos güneşi altında erimekte olan bir peynirden aldığını yazmıştır.
Salvador Dalí hayatı boyunca, sanatıyla olduğu kadar ilginç giyim tarzı, davranışları ve sözleriyle de dikkat çekmiştir. Hatta kökenlerinin Arap olduğunu iddia etmiş ve süslü şeylere, lüks hayata ve doğu kıyafetlerine olan düşkünlüğünü bununla açıklamıştır. Ancak onun bu ilginç durumları kimi zaman, onun sanatını takdir edenleri de etmeyenleri de rahatsız etmiştir. Bu davranışların getirdiği kötü şöhret ise reklamın kötüsü olmaz misali Dalí’nin geniş kesimlerce tanınmasını sağlamış ve eserlerine duyulan ilgiyi artırmıştır.
Sanatçının ölmüş kardeşinin gölgesiyle şekillenen hayatı 23 Ocak 1989 tarihinde sona ermiştir.