Bir Parça Barış

Uygulanan kuralları kökünden yok etmek mi ? Belirli olan kuralları zamanına uygun şekilde düzenlemek mi ? Benim fikrimce evrendeki barışı sağlamak için tüm toplumların kültürel ve etnik yapısı incelenip, eğer o toplum geçmişini yaşatıyor en önemlisi öğreniyorsa eski yasaların üstüne yeni maddeler eklenmelidir. Bir insan geçmişte kendi atasının yaptığı şeyden utanç duyuyor ya da beyin yapısı gereği unutmaya yatkın ise barışı sağlamak için o insanların çoğunlukta olduğu toplumlarda yasa değişikliklerinin kökten uygulanması daha doğru olacaktır.

Kendi içinde yaşadığımız coğrafya doğası gereği geçmişimizi unutmamıza olanak sağlamaz. Eğer Anadolu topraklarında yaşayan bir insansanız geçmişinize saygı duymalı geleceği iple çekmelisinizdir çünkü bu bölge içinde ne zaman savaş, kıtlık, bolluk çıkacağı hiç belli olmaz. Bu yüzden bu yörenin insanı geçmişte çekmiş olduğu sıkıntıları unutmaz.

Ben gezegenin barışını sağlamak için herkese hakkı olanı verirdim çünkü haksız yere kazanç sağlayan insanlar yüzünden mutlu olması gereken insanlar mutsuz oluyor. Geçimini sağlamak isteyen insanın coğrafyasına göre çalışma zorluğu değişiyor. Bu yanlış, doğru olan metot herkese aynı hakkı tanımak fakat daha çok emek sarfedene emeğinin karşılığını vermektir. Bu şuanda,yaşadığımız gezegende uygulanmayan bir kural bu yüzden ilk kural olarak bunu getirirdim.

İkinci önemli sorunumuz insanlar birbirlerini küçümsüyor. Halbuki hepimiz eşit ve aynı türden gelmiş canlılarız. Bu bizi kutuplaştırarak ayrılmamıza ve kardeş olduğumuzu unutmamıza neden oluyor. Her bireyin özlük hakları olduğunu unutuyoruz onu kendi düşüncemize göre yargılıyoruz, buna hakkımız yok bu hak sadece mahkemelere ait.

Eğitimsiz insanlar mı, eğitilmemiş insanlar mı? Doğru cevap eğitilmemiş insanlar. Biz insanlar sadece kendimiz sahip olmak istiyoruz, sadece biz ve bize benzeyen çocuklarımız yeteneklerimize sahip olmalı. Oysaki her insanın farklı yetenekleri olduğunu unutuyoruz. Bize verilen hak insanları yargılamak değil onlara kendi yeteneklerimizi de katarak tüm dünyaya yararlı birer birey olarak yetiştirmek. Ne yazık ki çoğu ülkenin eğitim sistemi öğrencilerin yetenek ve ilgi alanlarına göre değil. Daha çok o ülkenin hükümet yapısı ve bulunduğu coğrafya ile ilgili.

Ben bu zincirleri kırarak beraber yaşadığım tüm insanlara barışı getireceğim, ama ilk önce kendi çevremi barışın doğruluğuna, adaletin doğruluğuna inandırmam gerek. Barış bir kelimeden ibaret değildir barış başlı başına bir tutkudur. Biz insanoğlu bu tutkuyu belki yarın belki de hiçbir zaman tadamayacağız. Ben barış tutkunu bir insanım bir gün barışın bu topraklara geleceğine inanıyorum.

TOPRAĞA DÜŞEN

Ona “Haydi
Savaşa dediler
Başkaca birşey
Söylemediler

Aldılar köyünden
Davulla zurnayla
Geride üç çocuk
Bir eş ve bir ana

Eline bir silah
Tutuşturdular
Ve karşılaştı
Düşman ordular

Vurulup düştü
İlk çatışmada
Göğsünde bir oyuk
Üç delik alnında

“Ey bu topraklar için
Toprağa düşen”
Bir karış toprağın 
Var mıydı yaşarken?

Ataol BEHRAMOĞLU

 

(Visited 130 times, 1 visits today)