Ada küçük bir kızmış. Annesi ile oyuncakçıya gitmiş ama annesi Ada’nın istediği oyuncağı almamış. Ada buna üzülüp o oyuncağı almak için annesinin arkasından oyunlar çevirmiş.
İlk öce annesi bir mağazaya girince oyuncakçıdan çalmayı düşünmüş ama becerememiş ve bir dahaki geldiğinde demir kumbarasını getirecekmiş. 5 gün sonra tekrar oyuncakçıya gittiğinde yolun ortasında kumbarayı yere atmış ve parayı alıp gitmeye çalışmış ama olmamış çünkü onu güvenlikler alıp danışmaya götürmüş. Ada çıktıktan sonra annesinden izin almış ve kum parkına girip kumu kazmaya başlamış. ”Belki bir şeyler bulurum kumda. Hah hah hah ha!” Annesi kahvesini bitirdikten sonra Ada’yı çağırmış ama Ada’nın bulduğu sadece bir pet şişeymiş. Ada üzülüp babasını çağırmış. Babası, Ada’nın istediği oyuncağın sadece 100 lira olduğunu duyunca gidip o oyuncağı almış. Ada, ”Keşke bunu daha önce düşünseydim” demiş. Çünkü babası cimri değilmiş. Tutumlu hem de mantıklı düşünmüş ama annesi çok kızmış çünkü annesi fiyatına bakmadan karar vermiş. Fakat eve gidince durumlar değişmiş. Annesi Ada’nın oyuncağını alıp gece film seyrederken korkunca sıkmak üzere yanına alıyormuş. Ada bunu öğrenince ”Niye önce kızıp sonradan alıyorsun?” diye bağırmış. Annesi, ”Kızım özür dilerim aslında ben sana sürpriz yapmıştım. Bu senin olsun ama benim senin için aldığım peluş bebek benim olsun olur mu ?” diye sormuş korkarak. Ada onaylamış ve sakinleşmiş.
Annesine ve babasına bir daha arkalarından iş veya oyun çevirmeyeceğine dair söz vermiş ve annesinin yanına gidip film seyrederken uyumuşlar. Ada’nın babası kıyamamış, yatağa götürmüş ve kendisi kanepede uyumuş. Sabah kalktıklarında babasının sırtı çok ağrıyormuş. ”Ada! Gelip sırtıma çıkar mısın?” Ada, koşarak gelmiş ve ”Hemen baba sevinçle yaparım” demiş. Babası, ”Teşekkür ederim ama sen bunu iyilik yaptığım için yapıyorsan ceza alırsın. ” Hayır baba” demiş. Babası buna sevinmiş ama Ada, “Babam yalan söylediğimi düşünüyor” diyerek üzülmüş. Ada, ”Sakın benim yalan söylediğimi düşünme” demiş hıçkırarak. Babası, ”Nereden çıkardın kızım, niye öyle düşüneyim” demiş. Ada’nın içi rahatlamış ve çok mutlu bir gün geçirmişler.