Bugün birkaç arkadaşımla toplanıp doğum günümü kutlayacaktık. Fazla kişi olduğumuz için bizim evde toplanmaya karar verdik. Erkenden dışarı çıkıp birkaç parti şapkası, odayı ışıklandırmak için led ışıklar, süslemeler ve balonlar aldım. Eve geldiğimde çok heyecanlıydım. Çok işim vardı ama bir yerden başlamam gerekiyordu. Masanın hazırlıkları ve etrafın süslemeleri bitince biraz televizyonun karşısında soluklandım. Bir yandan da müzik dinliyordum. Misafirlerimin gelme saati yaklaşınca yavaştan toparlandım. Nihayet geldiler.
Arkadaşlarımla eğlenceli vakit geçirdikten sonra sıra doğum günü pastamın kesilmesindeydi. Arkadaşlarımdan biri video çekmeye hazırlanırken diğerleri pastayı getiriyorlardı. Işıklar kapandı, üstünde sadece bir tane mum bulunan pasta tam önüme konuldu. Dileyeceğim onca dilek bir üflememle gerçekleşecek miydi? Her yıl kafamda aynı soru vardı. Bu sefer mumu direk üfledim. Sonrası facia.
Ne olduysa tam o an, ben mumu üflediğim sırada oldu. Hepimizin telefonlarına ardı ardına deprem mesajları geldi. Derhal, internetten ve televizyondan haberleri takip etmeye başladık. Bu saatten sonra ne tadımız ne de tuzumuz kaldı. Düşünsenize benim doğduğum gün kim bilir kaç tane yaşıtımın annesiz, babasız ve belki de kardeşsiz kaldığı acı bir gün oldu. Üzerindeki mumu üflediğim doğum günü pastamdan hiç kimse yemek istemedi. Kim bilir depremin ardından yüzlerce evde yüzlerce mum sönmüş oldu. Arkadaşlarımla aramızda konuşarak deprem bölgesindeki kardeşlerimize bu pastadan binlerce, yüz binlerce hatta milyonlarca gönderebilmeyi düşledik. Bu hayalimizi gerçeğe çevirebilmek için beş arkadaş birbirimize yemin edip ant içtik. Tanrı, onları bağışlasın.
BİR MUM DEĞİL BİR ÇOK MUM SÖNÜVERDİ
(Visited 14 times, 1 visits today)