Bir Masal Ülkesi

“Masal Ülkesi” diye bir ülke varmış. O ülkede her şey mümkünmüş. Mesela peluş ayı istiyorsun veya bir köpeğin olsun istiyorsun, dileğin 20 saniye içinde gerçekleşiyor! O ülkeye bir gün yeni bebekleri olan bir aile gelmiş. Bebeğin annesi onun akıllı olmasını, başarılı olmasını dilemiş.
Aradan yıllar geçmiş ve akıllı çocuk büyümüş. Her an her istediğini elde etmek çocuğun canını sıkmaya başlamış. Oysa o, dünyadaki her yeri gezmek görmek istiyormuş, bu onun hayaliymiş. Bu hayalini kendi çabalarıyla gerçekleştirmeye kendi kendine söz vermiş. Bu hayalini gerçekleştirmek için ülkeden ülkeye gezerken bir dinazorun bir kızı kaçırmış olduğunu duymuş. Çocuk bu duruma çok üzülmüş ve dinazorun kalesine gitmiş. Dinazorun zorlu tuzaklarını aklı sayesinde aşmış ve kızı kurtarmış. Kurtardığı kızın o ülkenin prensesi olduğunu bilmiyormuş. Ülkedeki herkes prenseslerinin kurtulmasına çok sevinmiş. Tüm ülke prensesi kurtaran akıllı çocuğu merak ederken o çoktan annesinin yanına, kendi ülkesine dönmüş bile. Aklı güzeller güzeli ve iyi kalpli prensesteymiş elbette. Annesine tüm geziyi bir çırpıda anlatmış, hatta dinazorun elinden güzel kalpli bir kızı kurtardığını da anlatmış. Gerçi çocuktan önce onun kahramanlık hikayesi gelmiş ülkesine ve annesine. Annesi gururla akıllı oğluna bakıp o kurtardığı iyi kalpli güzeller güzeli kızın o diyarın prensesi olduğunu söylemiş. Çocuk çok şaşırmış. Hemen o ülkeye geri gitmeyi dilemiş. 20 saniye dolar dolmaz oradaymış. Bu onun 20 saniyede gerçekleşecek sondan bir önceki dileğiymiş. Son dileğiyse herkesin emek vererek, aklını kullanarak dileklerini gerçekleştirmeye çalışmasıymış. Çünkü emek vermeden elde edilen hiçbir şeyin çok da anlamlı olmadığını biliyormuş.
Prensesin de onun ülkesinin de kalbini kısa sürede fethetmiş. Herkes akıllı çocuğun prenseslerine layık bir eş adayı olacağını biliyorlarmış. Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine.

Mira YURDAKUL
5-A

(Visited 90 times, 1 visits today)