Bir gün dışarıdaydım. Arkadaşım Hasan ile masa tenisi oynuyordum. Oynarken arkamdan bir adam bakıyordu. Bu bizim sitede masa tenisi şampiyonuydu. BU adamın oğlu ise çok iyi bir masa tenisi takımında oynuyordu. Bana dedi eğer oğlumu yenersen seni oğlumla aynı takıma alırım. Çocuk karşıma geçti. İlk başta dalga geçerek oynadı. Bende öyle oynadım ki beni kötü sansın. En son 10-7 onu yeniyordum. Çocuk servisi attığı gibi çaktım ve sayıyı aldım. İşte olay böyle başlamıştı. Teklif atıldı ve bende buna tabi ki de evet dedim ve takımla çalışmaya başladım. Aradan 1 yıl geçti ve sezon maçları başladı. İlk sezon maçı bizim takım oynayacaktı. Tabi bunu için iyi 3 kişi lazımdı. Bu üç kişiler ise şunlardı:
1.Koçumun çocuğu
2.Ahmet
3.Rüzgar
Dedi ve kalbim çok hızlı atmaya başladı. Koçum “Yarın bu üçlü valizlerini hazırlasın” dedi. Yarın olunca bizi bir servise bindirip havaalanına götürdüler. Havaalanından Antalya’ya uçtuk. Antalya’ya varınca üçümüz birden her şey ne kadarda çabuk gelişti dedik. Antalya’da ilk gün “ALL STARS” takımıyla oynadık. Bu takımı bizden üç kişide yendi. Böylece 5. Sıraya geçtik. Yarın “TİGA” takımıyla yarışacağız. O takım 1. Sırada. Yarın oldu arkadaşlar
Arkadaşlarım yenildi. Her şey bana bağlıydı. Çocuk 5 setten 2’sini aldı. Bende gaza gelip 2 set üst üste aldım. Çocuk korktu ama hayla son sette benden ilerdeydi. Ben sayı aldım o sayı aldı ben sayı aldım o sayı aldı derken skor 10-10 oldu. 1sayı aldım avantaj bende idi. Fakat top dışarı kaçtı. Sonuç 11-11 olmuştu. Korktum o sırada koçum yanıma geldi. Arayan annemdi dedi ki alsan da almasan da ben seninle gurur duyuyorum dedi. Ve son sayı için servis attım çocuk direk çaktı ve dışarı çıktı. O sırada sevinç gözyaşlarım akmaya başladı. Arkadaşlarımla Ankara’ya dönünce her şeyi anlattım.