Sosyal medya ve beraberinde getirdiği çeşitli uygulamalar hayatımıza girdiğinden beri birçok insan üzerinde farklı etkiler, algılar oluşturdu. Özellikle genç kesim bu duruma kolayca uyum sağlamakla kalmadı, bu durumun bağımlısı oldu. Farklı amaçları olan çeşitli uygulamalarla tanıştı insanımız. Ve son yıllarda genellikle sosyal medya hesapları için kullanılan; insanların ekmek, su gibi ihtiyaç duyduğu photoshop uygulamaları gündemde.
İnsanların dış görünüş algısı çok değişti. Zayıf, kaslı, makyajlı, yakışıklı insanlar oldukça ilgi çekiyor. Ve böyle insanlardan etkilenip aynı özelliklere sahip olmak istiyor birçok insan. Bu özelliklere sahip olmadıkları için kendilerini yapay yollarla düzeltiyorlar. Bunu sadece profesyoneller değil, çocuklar dahi yapıyor. Belini inceltebiliyor, makyaj yapabiliyor, saçlarını değiştirebiliyor, boyunu uzatabiliyor yalnızca iki tuşla. Genel olarak bu fotoğrafları sosyal medya hesaplarında paylaşıp beğeni kazanmak için kullanıyorlar. Beğenmediğiniz yönleri yapay olarak düzeltmek her ne kadar anlık bir mutluluk verse de insan üzerinde psikolojik etkiler bırakmıyor değil. Dört dörtlük bir insan bile neden daha iyi olamayayım ki? Diye düşününce kendini beğenmediği sonucuna varıyor, bu durum kişiyi birçok yönden kötü etkiliyor. Kendi görünüşünü beğenmeyip, başkaları gibi olmaya çalışarak tatmin oluyor insanlar. Bu konuda algım şöyledir: İnsan denilen varlık hiçbir zaman kendinde ait olanın değerini bilmemiştir, bencilce yaşamıştır. Böyle koşullanmıştır, hep bir ikilemdedir. Biliyorum herkesin özendiği tarz, insan vardır ama burada tehlikeli olan şey bunu yaşam tarzı haline getirmek, hayatının iklesi olarak benimsemek, bu duruma normal bir çerçeveden bakmaktır. Ve photoshop uygulamaları bu durumlara öncülük ettiği için pek yararlı bulmuyorum. Tek sorun bunlarla kalmaksızın izinsiz olarak herhangi bir ünlünün, tanıdığının veya bir başkasının yüzünü başka bir vücutla birleştiriyor bazı insanlar. Bunları eğlence olarak yapsalar bile insan haklarına aykırı olduğunu düşünüyorum. Daha fazla insanın ayağına dolanmadan ortadan kaldırılması gerekiyor bu uygulamaların. Fransa bu konuda ilk adımı attı, bu konuda bir yasa yürürlüğe girdi. Photoshop Yasağı olarak bilinen bu yasada moda, tasarım ve pazarlama sektöründe kullanılan fotoğraflarda rötuş yapılması durumunda tüketiciye bildirmenin zorunlu hale getirildiği uygulama, bugünden itibaren yürürlüğe konuldu. Aksi takdirde para cezası uygulanacağı belirtildi. Ülkemize de bu yasağın gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Şimdi bahsedeceğim araştırmanın sonucu her ne kadar olumlu gibi gözükse de bireyi olumsuz etkilediğini düşünüyorum. Kaliforniya Üniversitesi’nde düzenlenen çalışmada gençlerin sosyal medya kullanırken beyin taraması yapıldı. Taramada gençlerin paylaştıkları fotoğrafların çok fazla beğeni aldığını gördüğünde beyinlerinin ödüllendirilme bölümlerinin yoğun bir şekilde çalıştığı görüldü. Araştırmacılar beğeninin gittikçe artan bir etkisi olduğunu gözlemledi. Herhangi birisi paylaşılan fotoğrafı beğendiğinde, içeriği ne olursa olsun, bireyin o fotoğrafı daha çok beğenmeye başladığı görüldü. Açıkçası gençlerin bu düşüncelerini pek doğru bulduğum söylenemez. Birey kendi kararlarını verirken önceliği kendisi olmalıdır. Kişinin fikirlerine başkalarının dolaylı olarak da olsa karar vermesi kişinin özgüvenini çürütür. ‘’Hayatı insan için yaşanılır kılan veya işkenceye dönüştüren, kişinin kendi yaptığı seçimlerdir’’ demiş Jean Paul Sartre. Bu söze sonuna kadar katılıyorum.
Kısacası zayıf, güzel omaktansa sağlıklı olmayı ön planda tutmalıyız. Kendimizle barışık olursak, kendimiz olursak, fiziksel özelliklerimizi sorun haline getirmek yerine kusurlarımızın bizi güçlü yaptığının farkına varabilirsek asıl mutluluğa ulaşmış oluruz. Unutmayalım ki her şeye olumlu tarafından bakmak bizi daha güçlü kılar.