Bir Kahramanın Düşüşü

Hikayemiz yirmi yedi yaşındaki Aslı hakkında. Aslı Ankara’da bir polis departmanında dedektif olarak çalışıyordu. Polis departmanının biraz uzağında bulunan bir evde yaşardı. Aslı geçen ay kocasıyla anlaşamadığından onunla ayrılmıştı. Aslı’nın eski kocası Barış, onunla ayrılmasına rağmen hala biricik kızını Ceren’i ziyaret etmek için her gün işe gitmeden önce Aslı’nın evine gelirdi. Bir gün Aslı iş ortağı Demirhan ile beraber arabayla nöbete çıktıklarında telsizden gıcırtılı bir sesle “Burası merkez kontrol.  Yetmiş dokuzuncu alanda bir banka silahlı soyguncuların saldırısına yakalandı. Yakındaki tüm birlikler oraya gitmesi emrediliyor.” denildikten sonra Demirhan arabanın sirenlerini açarak bankaya doğru tam hız yol aldı. Arabalarını banka kapılarının yanına park ettikten sora her ikisi de silahlarını çıkartarak bankanın girişine gelip silahlarını soygunculara tutarak “Biz polisiz. Eğer hemen elleriniz havada çıkmazsanız size ateş açmak zorunda kalırız.” dediğinde bankadaki üç soygunculardan birisi silahını elindeki kadının kafasına tutarak “Maalesef dediğiniz geçekleşmeyecek memur bey. Şu an gördüğünüz gibi bu yanımdaki güzel kadın rehinimiz altındadır. Eğer onun ölmesini istemiyorsanız elinizdeki silahları yere indirin!” dedi. Başka bir çarenin olmadığını görünce Aslı ve Demirhan silahlarını yere bıraktılar. Soyguncular yavaş yavaş geri giderken rehin aldıkları kadını öne atarak arka çıkışa koşmaya başladılar. Aslı hemen kadına yardıma koşmuşken Demirhan “Ben onları yakalarım. Sen kadınla birlikte kal.” deyip tüm hızıyla soyguncuların peşinden koştu. Aslı kadının iyi olduğunu görünce hemen Demirhan’a yardım etmek için koştu. Binadan çıktığında soygunculardan birisini kaçmaya çalışırken gördü. Aslı cebindeki şok cihazıyla onu etkisiz hale getirip kelepçeledi. Soyguncuyu karakola götürdükten sonra onu sorguya çekti. Aslı öfkeli bir ses tonuyla “ya şimdi arkadaşlarının ve çaldığınız paranın nerede bulunduğunu söylersin ya da çirkinleşir.” dedikten sonra Aslı hırsızın konuşamayacak kadar korktuğunu görünce iyi polis rolünü oynamaya karar verdi. Sakin bir ses tonuyla “Seni korkuttuğum için özür dilerim. Bize paranın nerede saklandığını söyleyebilirsen sana daha iyi davranırız.” dediğinde soyguncu “Parayı biz kendimiz için çalmadık. Polisin teki bizi sokakta yasak madde kullanırken yakaladı. Bize tehdit etti ve onun için bir banka soymamızı ve onun apartmanına götürmemizi istedi. Bunun karşılığında bizi serbest bırakacaktı.” dedi. Aslı buna karşılık “Peki o polis kim?” sorusunu sorduğunda Demirhan işlerin nasıl gittiğine bakmaya geldiğinde soyguncu “Bu adam…” diye fısıldadı. Aslı gerçekten de şoka girmişti. Demirhan bunu nasıl yapabilirdi? Yoksa bu serseri ona yalan mı söyledi? Aslı Demirhan’ı kolundan yakalayıp kulağına “Seninle dışarıda konuşabilir miyim?” diye fısıldadı. Demirhan da arkadaşının isteğini kabul edip odadan dışarı çıktı. Birbirlerine bakarken Aslı “Bu adam bu soygunun arkasında senin olduğunu söylüyor.” dediğinde Demirhan şaşkın bir bakışla bakarak “Gerçekten de bu pisliğin sözlerine mi inanıyorsun? Yalan söylediğini fark edemedin mi?” dediği an Aslı utanç içinde “Doğru affedersin. Bunları söylediğinde biraz şok olmuştum.” dedi. Demirhan sakin bir ses tonuyla “Hey, kendini suçlama. Sen güvenilir bir insansın. O sadece seni kullandı. Kendini lütfen suçlama. Sen evine git ve git rahatla, ben bu işi hallederim” dediğinde Aslı’nın yüzündeki üzüntü ve utanç yok olmuştu. Teşekkür ederek polis karakolundan çıktı ama evine gitmek yerine Demirhan’ın apartmanına gitmeye karar verdi. Apartmanının kapısına ulaştı ama anahtarı yoktu. Saçındaki tel tokayı kullanarak kilidi açmayı becerdi. İçeriye girip apartmanın ker köşesini para için aradı ve en sonunda bir çanta dolusu para buldu. Bu çantayı kanıt olarak karakola götürmeye karar verdi. Polis ofisinin önüne arabasını park ettiğinde Barış onu aradı. Aslı “Ne oldu Barış?” diye sorduğunda Barış panik içinde “Aslı! Senin sabıkalın öldürüldü!” dedi. Suçlunun olduğu yere doğru koştu. Barış’ı bulduğunda elindeki çantayı ona gösterip “Demirhan bu suçluları kendisi için zorla banka soydurdu. Sabıkalı söylememesi gereken bilgiyi söylediğinde onun icabına baktı.” Dedikten hemen sonra gözleri büyüyüp Barış’a bakarak “Barış! Ya aynı şeyi Ceren’e yaparsa?” dedikten sonra telefonunu alıp kızını aradı. Bağlantı kurulmuştu ve Aslı “Şükürler olsun. Ceren her şey yolunda mı? İyi misin?” dedi ama cevap veren Ceren değildi. Telefondan bir erkeğin gülüşü duyuluyordu. O ses Demirhan’a aitti. Demirhan mutlu bir sesle “Bravo dedektif. Bu serserileri kimin kontrol ettiğini öğrendin. Ve şimdi kızını kurtarmak için sana bir şans tanıyacağım. Parayı sana atacağım adrese götüreceksin. Kimseye haber vermeyeceksin! Ne polisler ne de Barış bunu bilecek. Eğer bana bir oyun oynamaya kalkışırsan kızını canlı göremeyeceksin!” dediği an Aslı elindeki para dolu çanta ile arabasına doğru ilerledi. Barış ne olduğunu anlayamayıp Aslı’nın peşinden gitti. Tam da Aslı arabasına binecekti ki Barış kapıyı geri kapatıp Aslı’ya “Ne yaptığını zannediyorsun? Bir suçun delillerini polis departmanından çıkartmanın yasa dışı olduğunu bilmiyor musun? Neden bunu yapıyorsun?” diye sorduğunda Aslı ıslanmış yüzüyle Barış’a geri baktı ve “Kızımız onun elinde! Parayı ona vermezsem onu dürecek! Başka bir şansım yok!” dediğinde Barış ” Bunu  yasal yöntemlerle de yapabiliriz ama parayı ona götürürsen bunun geri dönüşü olmayacak.” dedi. Maalesef Barış’ın dedikleri boşunaydı. Aslı ona karalı bir bakışla bakarak “Üzgünüm, bunu yapmak zorundayım.” deyip arabasına bindi. Akşam haberlerinde bir anne ve kızının ölü bulunduğu hakkında söz edildi.

(Visited 38 times, 1 visits today)