Bir gün normal bir şekilde okuldan eve gelmiştim. Yarının ödevini yapmak için çantamı açtığımda ”Beni ara!” diye bir not vardı ve altta son rakamı silik olan bir numara. Yarın okulda eğer komik bir şey ise gülüp eğlenmek için yarın okul çıkışında arkadaşlarımla beraber o numarayı arayacaktım. O an gelmişti yanımda olan üç arkadaşımla beraber son rakamı deneye deneye o numarayı bulmuştuk arayınca kesik ve cızırtılı bir sesle ”Ona güvenme!” diyordu ve bize yakın olan bir koordinat söyledi. Tam ”Sakın!” diyecekken telefon kesildi. Arkadaşlarımla başta korktuk ama hepimiz nöbete kalıyorduk ve nöbet sınıfı çok sıkıcıydı. Bize de yeni bir macera olsun diye o koordinatı Google’a da arattık ve yolda koyulduk. Yaklaşık 500 metre yürüdükten sonra kafenin arkasında olduğunu gösterdi ve o bize söylediği koordinat bir araba tamir etme yerine götürdü bizi. Üst katta kanlı bir yazıyla sana geliyor yazıyordu. Arkadaşlarımla sırt sırta verdik ve bir tane çalışan bize doğru geldi ve ”Ne yapıyorsunuz burada?” diye sordu. Arkamızı döndüğümüzde o kanlı yazı kaybolmuştu. Çalışanın bir anlık maskesi düştü hemen geri taktı. O tam merdivenden inerken biz çalışanı merdivenden ittik ve yerden bulduğumuz bir bıçakla kimsin diye sorduk. Bir an elimizdeki bıçak yavaş yavaş küle dönüşüp gitti. Sonra duvarda hain arkanda diye bir yazı vardı. Arkamı döndüğümde ise arkadaşımı gördüm. O baştaki ona güvenme o yüzdenmiş. O aslında arkadaşım değil canavarın ta kendisiymiş. O an yataktan kalıtım ve hepsinin bir kabus olduğunu anladım.