Her Türk, Çanakkale Zaferi dendiğinde ister o zamanlar yaşayıp savaşmış olsun ister araştırıp tarihini öğrenmiş olsun gururlu hisseder. Belki o savaşı ordumuzda binlerce askerle ve elimizde sayısız silahla kazanmış olsaydık bizim için, kalbimizdeki yeri için bu kadar anlam ifade etmezdi. Ulu Önderimiz Atatürk bu durumu şu sözleriyle açıklamıştır: ‘’Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.’’
Bu savaşın bu zorluklarla kazanılması askeri bir başarı örneği olarak ülkemize her daim umut verse de başka ülkelere de öncülük etmiştir: Çanakkale’de yaşadıkları muazzam yenilgi, Avustralyalıların ulus bilinci edinme sebeplerinin arasında gösteriliyor. Kişisel olarak da birçok davranışa örnek olmuştur. Hiçbir zaman, hiçbir koşulda pes etmemeliyiz. Gerçekten istersek ve çabalarsak yapamayacağımız şey yoktur. En önemlisi de gerçekten hakkımız olduğuna inandığımız bir şey için savaşmak çünkü Çanakkale’de savaşırken amacımız ne sınırlarımızı genişletmekti ne de daha güçlü, zengin bir millet olmaktı. Sadece çaresizlik içinde hakkımız olan için savaşıyorduk.
Çanakkale’deki bu yüksek ruha, ‘Anafartalar Ruhu’ da denmiştir. Mustafa Kemal de ‘Anafartalar Kahramanı’ olmuştur. Yani bu savaş ileride ülkemize birçok yardımı dokunacak olan Atatürk’ün de halk tarafından sevilmesini ve ona güvenilmesini sağlamıştır. Buradan şunu söyleyebiliriz ki halk güvenecek birilerini arıyordu ve bizlere bir savaş kazandıran bu ruhun içinde kesinlikle güven de vardır.
Bu yüksek ruhu yaşatanlardan biri de şüphesiz Türk kadınıdır. Reşit Paşa Vapuru’nda Çanakkale Savaşı’na katılan Safiye Hüseyin, ilk Türk hemşiredir. Nezahat Onbaşı (Baysel), Mücahide Hatice Hanım, Zeynep Mido Çavuş ve daha nice isimler… Kısacası bu zaferde kadınların da büyük rol alması ayrı bir gurur kaynağıdır. Her kadınımıza da örnek olmuştur.
Bu kazanımda çocukların cesareti ve kararlılığı da çok önemlidir ve her çocuğa örnek olmalıdır. Savaşta öğrencilerin askere alınması nedeniyle Tıbbiye, 1915 tarihinde bir yıllığına eğitime ara vermiştir. Çanakkale’de Savaşan 13 Yaşındaki Gönüllü Bombacı Ali Reşat Çavuş bunun güzel bir örneğidir. Yaşı bu kadar küçük olmasa da 17,18 yaşındaki birçok gönüllü de cesaretle savaşmıştır. Bir çocuk olarak bana önemli biri olmak için büyümek gerekmediğini düşündürtüyor.
Bu dillere destan zaferimiz tabii ki birçok yerde; anıtlarla, kitaplarla, şiirlerle, resimlerle ve filmlerle anılmıştır. Başlıca örnekler şu şekildedir: Atatürk’ün, savaşta ölen Anzak askerlerine ve annelerine hitaben yazılmış, “Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.” Sözleriyle biten mektubunun İngilizce tercümesi, Yeni Zelanda’nın başkenti Wellington’da bulunan Atatürk Anıtı’nda yazılıdır; Son Umut, Çanakkale 1915, Son Mektup gibi filmler; İbrahim Naci’den Allahaısmarladık, Aubrey Herbert ve Henry Morgenthau’dan Çanakkale – Devler Ülkesinde Devler Savaşı; M.Akif ERSOY’dan Çanakkale Şehitleri, Arif Nihat ASYA’dan Bayrağım şiiri…