Sevgili kızım,
Bu mektubu sana senin yaşındayken yazıyorum.Daha yaşım biraz küçük ama olsun,biraz on dört yılda edindiğim tecrübelerden ve öğrendiğim şeylerden bahsedeyim sana.Sıkılırsın belki ama ben annemin tecrübelerini dinlemekten zevk alıyorum,sen de bana çekmişsindir belki.
Öncelikle sana çok klişe bir öğüt vereceğim ama arkadaşlarını özenle seç,herkese güvenme olur mu?Tabi böyle deyince hangi insanlara güvenip hangilerinden uzak durman gerektiğini bir anda anlamaya başlamayacaksın.Ama sana gerçekten şunu söyleyebilirim ki daha küçük bir çocukken bile çocuklar birbirini derinden yaralayabilirmiş…
Daha on bir yaşında iken akranlarımdan dışlandım.Bana sürekli soğuk biri olduğumu söylerlerdi ve bana bir takma isim de takmışlardı:Frida Kahlo.Kendilerince Frida’nın çirkin olduğunu düşünürler,bana da öyle seslenirlerdi.İtiraf edeyim zaten utangaç ve içe dönük bir yapıya sahip olan ben kendimi koruyamaz sadece eve gider ve ağlardım.Hatta bir dönem kendimin gerçekten de çirkin olduğuna inanmıştım ve kendimden nefret etmeye bile başlamıştım.O yıla kadar düzenli çalışan,başarılı olan kız bir anda kaybolmuş yerine kendine olan inancı kaybolmuş ve her şeyi bırakmış bir kız gelmişti.
Ailemi de üzen bu durum onlar ve beni bir çözüm aramaya yönlendirmiş ve çözümü okul değişikliğinde bulmuştuk.Yani kaçtın mı diyebilirsin ama emin ol hayatımda verdiğim en iyi kararlardan biri o bana bir şey katmayan hatta daha da kötü etkileyen ortamdan uzaklaşmaktı.Hem böylece hayatıma yeni bir renk katan,bana kendimi sevmeyi tekrardan öğreten arkadaşımla tanışamazdım.
Şimdi arkadaş deyince aklına bir insan gelmiştir eminim ama inanır mısın benim arkadaş dediğim şey müzik.Altıncı sınıfa geçmiştim geçmesine ama tabi ki yeni bir ortama alışmam için zaman gerekliydi.Bir gün dinleyecek bir şeyler ararken bir müzik videosu gördüm.Renkli bir şeydi,doğal olarak ilgimi çekti.Tıkladığımda ise neyle karşılaştım biliyor musun?Bana kendimi sevmem hakkında şarkı yapan yedi kişilik bir grupla.Tam da zaman bu ya sanki neye ihtiyacım olduğunu biliyorlarmış gibi karşıma çıkmışlardı.Tabi ki daha da araştırma yaparak grubun ismini,şarkılarını vb. bilgilerini buldum.Gerçekten inanılmaz bir histi çünkü çok klişe ya da abartılı gelmesine rağmen sözlerinde kendimi bulmuştum.Belki de daha fazla böyle grup vardı araştırdım ve haklıydım birçok böyle derin ve umut verici şarkıları olan gruplar vardı.Gerçekten de hayatımın dönüm noktası bu gündü bence.Kendime uygun bir müzik türü bulmuştum!
Onların şarkılarını dinleyerek kendime olan güvenim bir anda yerine gelmeye başlamıştı ve arkadaş edinmeye başlamıştım.Ve neyin farkına vardım biliyor musun?Beni benzettikleri ve dalga geçtikleri kadın Frida Kahlo inanılmaz biriydi.Güçlüydü,zekiydi,çalışkandı ve farklı biriydi,özeldi…Zorluklara rağmen ümidini yitirmemiş,kendine inanmıştı.İşte ben de böyle yapacaktım.Daha geçen yıla kadar nefret ettiğim ve ismini duyduğumda sinirlendiğim kadın şu an gözümde bambaşka biriydi.
Diyeceğim o ki asla ümidini yitirmemelisin,sen özelsin ve güzelsin.Kendini güçsüz hissettiğin zamanlarda sana yol gösterecek,motive edecek ve moral verecek bir uğraş,bir arkadaş bul kendine.Benim müzikti ve müzik kendime bakış açımı değiştirmiş,insanlara tekrar dikkat ederek güvenmeyi,her şeyin güzel olacağını göstermişti bana.Onun sayesinde güzel arkadaşlar,gerçek arkadaşlar edindim.Derdim olduğunda dinleyen bir dost.Hatta ikimiz de farklı liselere geçmemize rağmen bugün buluşuyoruz,konuşuyoruz.Bu da sana başka bir tavsiye,gerçek arkadaşlar edin kendine.Yalnızlığa terk etme kendini,dışarıya çık,gül,birlikte ağla dostunla/dostlarınla.
Emin ol hayat gülünce ve pozitif olunca daha iyi bir hal alıyor.En önemli şey ise hatalarından ders al,hata yapmaktan korkma ve tecrübe edin.Ne demiş Aldous Huxley:Tecrübe,bir insanın başından geçenler değil;başından geçenlerin bıraktığı izlerdir.Tecrübelerinden yola çık,anı biriktir ve bol bol gülümse…
Sevgilerle,
Dostun,annen