Ben bir çiftçi olsaydım her zaman sabah 5.30!da kalkardım çünkü tahıllarımı güneş açmadan sulamalıyım yoksa zarar görürler. Ondan sonra hayvanlarımın hepsini beslerdim; hayvanlar besledikten sonra yarım saat kestirip aynen bir çita gibi hızlıca buğdaylarımı ekerdim ve ondan sonra buğdayları sulardım. Kendime hızlıca bir tane çay koyar ve sandviç yapardım. Terasa çıkıp kahvaltımı o manzarada yerdim. Sonra arabama gidip Ankara’dan buğday almaya giderdim. Döndüğümde ise yaklaşık bir saat spor yapardım ve yoga dersleri alırdım, sonuçta o kadar işi yaparken illaki beliniz ağrıyacak. Hayvanlarıma öğle yemeklerini verdikten sonra meyve ağaçlarından meyvelerimi toplardım, çürük olan meyvelerin çürüklerini kesip kendime sağlamlarıyla içecek yapardım. Meyveleri topladıktan sonra en tazelerini hızlıca yıkayıp yerdim çünkü en taze meyvelerin tadı daha güzel ve tatlı olur. Diğerlerini ise buzdolabına atıp başka bir zaman için bekletirdim. Ama kış olduğunda pek böyle olmuyor. Kış olunca artık bütün meyvelerimi serada yetiştirmek zorunda kalacağım için yaklaşık üç ay taze olmayan meyve yiyip satacağım ama kış ayı bittiğinde artık çok daha kolay meyve ve sebze üretebileceğim, sonuçta ilkbaharda hava çok güzel olacağı için artık meyve ve sebzelerim daha verimli ve taze büyüyebilecek. Güneş daha erken doğacağı için sabah dört buçukta kalkmam lazım ama bu, o kadar zor olmaz çünkü ilkbahar en güzel mevsimlerden biridir.
Bir Çiftçi Olsaydım
(Visited 15 times, 1 visits today)