Bazı kitaplar tad almak, bazı kitaplar yutulmak, bazı kitaplar da çiğneyip sindirmek içindir. (Bacon) Bu yazımda size hayata bakış açımı değiştiren birkaç kitap önermek istiyorum.
İlk olarak önereceğim kitap Zülfü Livaneli’nin yazdığı ve insanları derinden etkileyen ”Serenad”.Kitabın içeriğinden ufakça bahsetmem gerekirse kitap ağırlıklı olarak tarih ve aşk konularını işliyor. Geçmişte yaşayan her ailenin bir hikayesi ve gizemi olduğunu , aynı sokakta yürüdüğünüz insanların neredeyse çoğunun bundan haberdar olmadığının altını çiziyor kitap. Tarihe dönüp baktığımızda şu an içinde bulunduğumuz zamanın şartları gereği hükümette veya kendimizde bir yanlış görmediğimizi , bizim geçmişimizde yapılmış olan soykırımlardan ve birçok savaştan haberdar olmadığımız için kimseye sesimizi çıkaramadığımız da verilmek istenen mesajlar arasında .
Birçok bilginin harmanlandığı bu kitabı okuduktan sonra kendinizi araştırma yapmaktan alıkoyamıyorsunuz. İçerdiği duygulara göre bazen kendinizi yüzünüzde ufacık bir gülümseme varken , bazen de ağlarken buluyorsunuz. Aynı zamanda kitapta birçok beklenmedik olayın yer almasından dolayı şaşkınlık duygunuzu gizleyemiyorsunuz. Günümüz insanlarının ve özelikle gençlerinin okuması gereken, birçok bilinmezliğe ışık tutan , bittikten sonra insanda boşluk yaratan naçizane bir kitap.
İkinci önereceğim kitap ise Fyodor Dostoyevski’nin yazdığı ve her insanın içinde küçükte olsa suç işleme eğiliminin olduğunu söylediği ”Suç ve Ceza”. Gerek üslup gerekse içerik olarak birçok kitaba taş çıkaran nitelikte bir Rus edebiyatı eseri. Bazı insanların yaptıklarından pişmanlık duyarken bazı insanların duymadığı altı çizilen konular arasında. Kitapta yer alan ”Raskolnikov” karakteri aslında Dostoyevski’nin ruh haline bürünmüş bir özellikte ve duyguları iniş çıkışlardan oluşan , hayata karşı nötr bir karakter. Dram,heyecan,polisiye seven okular için hayatlarında her zaman başuclarında bulundurabilecekleri nitelikte bir kitap. Ancak kitabı okurken karakterle birlikte o duyguları yaşamaya özen gösterin ve keyif alın çünkü bu düzeyde bir Rus edebiyatı eseri bunu gerektirir.
Üçüncü kitap önerim Victor Hugo’nun yazarı olduğu ve idam edilmek üzere olan bir adamın başından geçenleri anlattığı , insanların ufkunu açan ” Bir İdam Mahkumunun Son Günü ”. Eleştirilerin bolca yer aldığı kitapta idamın bazen suçsuz insanlara bile verildiğini ve o insanların hiçbir suçu yokken ipe asıldıklarını, geride karılarını , çocuklarını kimsesiz bırakmalarının üzücü olduğunu anlatılmakta.İnsanların suç işlemiş bir insana karşı acıma duygusu geliştirdiklerine ve her günü sanki onun son günüymüş gibi yaşatmalarına göz yumulduğu okurun içine işlenmek istenen konular arasında . Kitapta sanki idam edilecek olan ve o pis hücrede hayatını geçiren bir insan değil de sizmişsiniz gibi hissettiriliyor. Empati duygusunun en iyi işlenmiş olduğu kitaplardan birisi olduğu için insanı büyülüyor.
Dördüncü ve son olarak bahsetmek isteğim kitap ise Dan Brown’nun yazarı olduğu gizemli bir olayın çözelmesini anlatan Da Vinci Şifresi. Kitap düşündürücü olduğu kadar aynı zamanda büyüleyici. Tarih meraklılarına, komplo çılgınlarına, bulmaca meraklılarına ve gerilim öyküsü severlerinin bir solukta okuyacakları olağanüstü bir roman.Kurgusu, olay döngüsü, anlatım tarzı, dili ve işleyişi kesinlikle çok başarılı bir kitap. Bu kadar iç içe olaylar dizgisini kurgulayabilmek, her şeyin yerli yerinde olması ve okurun merakını her an diri tutup okuduğundan zevk alması gerçekten büyük bir zeka gerektiriyor. Yazarın bu zekaya fazlasıyla sahip olduğu kanaatindeyim. Kitabı tavsiye ederim. İyi okumalar !