Bir sabah uyandım ve anneme, “Parka gidebilir miyiz?” diye sordum. Annem gülümseyerek, “Olur, gidebiliriz,” dedi. Hemen hazırlandık ve parka gittik. Fakat parka vardığımızda hiçbir arkadaşımı bulamadım. Çok sıkılmıştım ve tek başıma bir banka oturdum.
Sıkıntıdan gökyüzünü ve bulutları izlemeye başladım. O anda bir bulutun gözleri ve ağzı olduğunu fark ettim. Şaşkınlık içinde bakarken, bir anda bulut benimle konuşmaya başladı.
“Larin, beraber gezmek ister misin?” diye sordu.
Biraz korkarak, “Olur ama korkarım ben,” dedim.
Bulut gülerek, “Korkacak bir şey yok, hadi üstüme bin ve gidelim,” dedi.
Bulut yanıma kadar gelmişti. Üstüne bindim. Pamuk kadar yumuşak ve serindi. Bulutun isminin Pofuduk olduğunu öğrendim. Pofuduk, “Nereye gitmek istersin?” diye sordu.
Ben de heyecanla, “Bana gökyüzünü gezdirir misin?” dedim.
Pofuduk’la birlikte tüm gökyüzünü gezdik. Masmavi gökyüzünde süzülmek harikaydı! Ancak biraz üşüdüm. Bu, hayatımın en güzel yolculuğuydu. Bir süre sonra annemin beni merak edeceğini düşünerek, “Pofuduk, beni eve götürür müsün?” diye sordum.
Pofuduk beni eve kadar getirdi. Ona, “Bir daha gelir misin?” diye sordum. Pofuduk gülümseyerek, “Ne zaman istersen geleceğim. Artık arkadaşız,” dedi. Tam o sırada annemin sesini duymaya başladım.
Gözlerimi açtığımda salıncakta sallanırken gökyüzünü izleyip uyuyakalmış olduğumu fark ettim. Bu, hayatımın en güzel rüyasıydı.