Gökyüzü, gün batımında turuncu ve pembenin tonlarıyla boyanmıştı. Ece, çimenlerin üstünde oturmuş, dizlerine yerleştirdiği deftere bakıyordu. Rüzgar saçlarını savururken, o da gözlerini bulutlara dikmişti. Bulutlar şekil değiştiriyor, hayal gücünü harekete geçiriyordu.
“Eğer bir bulut olsaydım,” diye fısıldadı, “istediğim her yere gidebilirdim.” Kalemi elinde durmuş, gökyüzünde süzüldüğünü hayal ediyordu. Dağların üzerinden geçebilir, denizlerin üzerinde süzülebilir ve dünyayı yukarıdan izleyebilirdi. Hiçbir şeye bağlı kalmazdı.Ece derin bir nefes aldı ve defterindeki yarım kalmış çizime baktı. Dağlar ve ağaçlarla dolu bir manzara çizmişti ama içindeki duyguları yansıtmıyordu. Son zamanlarda her şey ona çok zor geliyordu. Okul, aile, arkadaşlıklar… Her şey üst üste binmişti. Kaçıp gitmek istiyordu.
“Eğer bir bulut olsaydım,” dedi bir kez daha, bu sefer biraz daha yüksek sesle, “hiçbir şey için karar vermek zorunda kalmazdım. Sadece var olurdum.” Gözlerini kapatıp rüzgarın onu nereye götürürse götürmesini hayal etti. Bir bulut gibi hafif ve özgür hissetmeyi ne kadar çok istiyordu.Birden bir rüzgar esti ve defterinden bir sayfa uçtu. Ece hızla ayağa kalktı, havada dans eden kağıdın peşine düştü. Kağıt bir sağa, bir sola savrulduktan sonra yere indi. Ece kağıdı yerden aldı ve gülerek tekrar oturdu. Kağıdı dikkatlice inceledi. Üzerinde sadece birkaç karalama vardı, ama o anda kağıt ona inanılmaz derecede değerli görünüyordu. Bu küçük detay bile rüzgarın özgürlüğünü hatırlatıyordu.Ece başını kaldırdı ve bulutlara tekrar baktı. “Belki ben bir bulut değilim,” diye düşündü, “ama bu his içimde olabilir.” Hayat her zaman zor ve ağır olmak zorunda değildi. Bazen, sadece rüzgara bırakıp hayatın akışına kapılmak güzeldi. Öylece oturdu, hafif bir gülümsemeyle gökyüzünü izledi.Bulutlar şekilden şekile girmeye devam ediyordu. Kimisi bir hayvana, kimisi bir adaya benziyordu. “Eğer bir bulut olsaydım,” dedi yeniden, bu sefer kendinden emin bir sesle, “daima rüzgarla hareket ederdim. Kimse beni tutamazdı.” Ece bu düşünceyle hafifçe gülümsedi. Çimenlere uzandı, ellerini başının arkasında birleştirip tamamen gökyüzüne odaklandı.Zihni dolaşmaya başladı. Belki bulutlar gibi olmak için bir yol vardı. Çok çalışmak, kendine inanmak ve biraz da rüzgarı hissetmek yeterliydi. O anda fark etti ki, aslında özgürlük yalnızca bulutların değil, herkesin içinde olabilirdi. Özgür olmak bazen sadece anı yaşamayı seçmekti.
Ece, defterini tekrar eline aldı ve gökyüzünü çizmeye başladı. Belki gerçek bir bulut olamazdı, ama hayallerinde zaten bir buluttu.