Hava, sabahın erken saatlerinden itibaren griye dönmeye başlamıştı. O gün, küçük kasabanın üzerini kaplayan bulutların içindeki huzursuzluğu hissetmek mümkündü. Özellikle Melis, bir süredir kalbinin ağırlaştığını hissediyordu. Her şey sıradan görünse de içindeki bir boşluk, onun varlığını sanki başka bir dünyaya aitmiş gibi hissettiriyordu. Bir anda gözleri, pencereden dışarıya bakarken bir düşünceyle yoğunlaştı: Eğer bir bulut olsaydım, ne olurdu?
Melis’in aklı, o an başka bir boyutta savrulmuştu. Bir bulut olsaydı ne yapardı? Hangi duyguları taşır, hangi yönleriyle şekillenir, belki de hangi yüklerle dolaşırdı? “Bulutlar hep özgürdür.” diye mırıldandı kendi kendine. “Ama belki de o kadar özgür değillerdir. Onlar da bir yere varmak zorundadır.”
Düşüncelerinin derinliğinde, bir çocuğun bahçesinde oynarken, bir anlığına kaybolmuş olan kendi hayallerini hatırladı. O zamanlar, gökyüzüne bakıp bulutların içinde dünyaları gördüğünü düşünürdü. Her biri, bir başka öyküyü anlatıyordu sanki. Bugünse, bulutların sadece bir yük taşıdığını fark etti: Hava, sonunda ne zaman boşalırsa, geriye sadece su damlaları kalır.
Bulut olmanın ne demek olduğunu anlamak istiyordu. Sırtındaki acıyı taşımak zorunda olmak… İçinde birikenleri gökyüzüne bırakmak. Ne kadar kolayca savrulsa da sonunda bir yere inmek zorundaydı. O kadar yüksek olmak da aslında ne kadar alçak olmakla eşdeğeri gibiydi.
Gözleri pencerede kayarken kasaba sokaklarında yürüyen insanları gördü. Hiçbiri ona, bu dünyadan başka bir yerden gelen bir bakışla bakmıyordu. Kimse bir bulut olmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyordu. Oysa bir bulut olsaydı, dünyaya farklı gözlerle bakardı. Şu anda yaşadığı tüm sorular ve karmaşalar bir anda çözülmüş gibi olur muydu?
O an bulutlar, kasabanın üstünde yoğunlaşıp daha da kararmaya başladı. Melis, tam o sırada pencerenin kenarına yaslanıp içinden bir dilek tuttu: Eğer bir bulut olsaydım, her şeyin hafifliğiyle dans ederdim, bir an olsun susmazdım, sadece bir yere varmak için değil, var olmanın tadını çıkararak süzüleydim.
Ve o gün, kasabada bir fırtına çıktı.