Bir yaz günüydü. “Beti” diye seslendi annesi. “Sana prens Julian’dan davetiye gelmiş.” . Aaa diye şaşırmış Beti. “Duyduklarıma inanamıyorum!” demiş.Hemen davetiyeyi okumaya başlamış. Davetiyede : “Sayın Beti Hanım bu gece saat 12’de benim sarayımda düzenlenecek olan baloya davetlisiniz. ” yazıyordu. Beti Hemen hazırlanmaya başladı. En güzel elbisesini giydi ve en güzel takılarını taktı. Hemen sarayın yolunu tuttu. Saraya geldiğinde prens onu kapıda mutlulukla karşıladı. Prens Beti’ye “Sizi burada görmek beni çok mutlu etti.” dedi ve onu elinden tutup içeriye davet etti. İçeride bir sürü güzel kadınlar ve yakışıklı beyefendiler vardı. Prens bir duyuru yaptı: Bu gece evleneceğim kadını seçeceğim ama evleneceğim kadını güzelliğine göre seçmeyeceğim, aklına,kalbine ve sevgisine göre seçeceğim. Balodaki tüm kadınların altın takıları küpeleri, güzel elbiseleri, pırlantaları vardı ama Beti çok fakir olduğu için balodaki diğer kadınlar kadar güzel elbise ve takıları yoktu. Ama Beti diğerlerinden daha güzel bir şeye sahipti. O akıllı ve altın gibi bir kalbe sahipti. Bir anda salonda sesler yükseldi “Yakalayın şu hırsız çocuğu, mutfaktan ekmek çalıyor, muhafızlar yetişin,bu çocuk saraya nasıl girer?”. Hırsız çocuk onu yakalamak isteyen aşçıdan kaçarken bir anda kendini davetlilerin arasında dans pistinde buldu. Sesler yükseldi “Muhafizlar yakalayın atın şu hırsızı zindana, kırbaçlayın, hata yarın sabah idam edelim”.
Tam muhafızlar çocuğu götürecekken Beti durun diye bağırdı. Herkes çok şaşırmış yerinde donup kalmıştı. Beti söze başladı. “Durun bırakın çocuğu, belki karnı açtır, karnı aç olmasa kralın sarayına girip neden ekmek çalmaya cesaret etsin”. Salondan sesler yükseldi: Peki ne yapalım , ödül mü verelim hırsızlık yaptığı için?
Beti: Hayır bunun için ödül vermenize gerek yok, sadece ona bir parça ekmek vermeniz yeterli. Eğer etrafımızda aç insanlar olursa biz de mutlu ve güvende olamayız. Bunun için aç ve yoksul insanlara yardım edebilir ve onlarla paylaşabiliriz. Böylece hep beraber mutlu yaşam sürdürürüz.
Beti’nin bu konuşmasını duyan prens muhafızlara hemen çocuğu rahat bırakmalarını ve onun karnını doyurmalarını emrediyor ve sonra prens Julian, “İşte ben bu anda evleneceğim kadını seçmiş bulunuyorum” diyor ve sonsuza dek mutlu bir yaşam sürdürüyorlar.