Bir Atasözü

Hakan, üniversiteye başladığında ailesinden ilk kez ayrılmış, küçük bir kasabaya taşınmıştı. Yeni bir kasaba, yeni insanlar, yeni başlangıçlar…Hepsi heyecan vericiydi. O ilk günlerde daha yeni tanıştığı kız arkadaşı Asena ya güveniyordu. Her sırrını onunla paylaşır, iyi kötü ne yaşarsa ona anlatırdı. Bir gün Hakan, hoşlandığı bir çocukla ilgili duygularını Asena’ya anlattı ama birkaç gün sonra o çocuk, Asena’nın ona yazdığı mesajlardan bahsetti. Meğer Asena, Hakan’ın anlattığı her şeyi onun aleyhine kullanmış, çocuğa yaklaşmak için fırsat kollamıştı. Hakan neye uğradığını şaşırmıştı. Güvendiği tek kişi sırtından vurmuştu onu. O günden sonra Hakan yeni insanlara karşı daha mesafeli oldu. Birine güvenmeden önce uzun uzun düşünmeye başladı. İnsanların yanında gülümsese de içten içe hep temkinliydi. Artık en küçük sırrını bile paylaşmadan önce defalarca tartıyor, önce  yoğurdu üfleyerek yutuyordu ve böylece, sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer sözü Hakan’ın hayat felsefesi haline geldi. Çünkü bazı yanıklar kolay geçmiyor ama insan temkinle yara izlerini taşımayı öğrenebiliyordu.

 

 

 

 

 

(Visited 6 times, 1 visits today)