BİR ARKADAŞLIK HİKAYESİ

Bir gün arkadaşlarımla parkta oturmuş her zamanki gibi sohbet ediyorduk. Canımız sıkıldığı için ormandaki gizli yerimize gitmiştik. Ben kazdığımız çukurdaki ninja kaplumbağa setimizi aldım. Arkadaşlarımla geri parka gidiyorduk ama ben orada kitaba benzer bir şey görmüş gibi hissettim kendimi. İçimden “Amaaan yanlış görmüşümdür.” felan diyordum.Sonra parka geri geldik oyunumuzu güzelce oynadık. Aradan yaklaşık bir buçuk saat geçmişti. Biz inanamıyorduk. Tabii insan sevdiği bir şeyi yaparken zamanın nasıl geçtiğini anlamaz. Saat tam altı olmuştu ve hepimiz evlere dağılmıştık. Tabi ben dışında. O gizli yerimizdeki gördüğüm şeye tekrar bakacaktım. Hemen gizli yere varmıştım. Çalılığı kaldırıp çukura baktım. Bir de ne göreyim. Orada bir kitap vardı. Bu kitabın nasıl buraya geldiğini anlamıştım. Bunu biz buraya koymuş olamazdık. İçimden “Neyse.” dedim ve kitabı alıp eve gittim. Eve gittiğimde her zamanki gibi annemin yaptığı nefis yemeklerin kokusu geliyordu. Eve girdim, anneme bir selam verip odama çekildim. Hemen düşünmeye başladım, bu kitabı nereye koyabilirdim? Tam o esnada annem beni sofraya çağırdı. Kitabı aceleyle yatağımın altına attım ve yemeğe gittim. Yemeği hızlıca yemeye çalıştım. Annem anında sordu: “Oğlum niye yemeğini niye bu kadar hızlı yemeye çalışıyorsun? Boğazında kalacak.” dedi. Ben de hiç, diye cevap verdim. Yemeğim sonunda bitmişti. Dikkat çekmeden odama gittim. Kitabı yatağın altından çıkarıp incelemeye başladım ve kitabı okuma kararı aldım. Kitap yüz yirmi sayfadan oluşuyordu. Sabaha kadar kitabı okudum. Sonunda kitabın yüz yirminci sayfasına geldiğimde el yazısıyla yazılmış bir cep telefonu numarası gördüm. Acaba ne, dedim. Sonra neyse yarın ararız deyip uyudum. Yarın sabah olmuştu. Hemen arkadaşlarımı çağırdım ve Kemal’e telefonunu getir dedim. Sonra Kemal’in telefonunu alıp numarayı aradım ve annemin sesini duydum. Çok şaşırdım, meğerse bana sürpriz yapmış.

(Visited 7 times, 1 visits today)