Çok güzel bir sabaha uyanmıştım. Çok mutluydum çünkü eserlerimi insanların görmesi için sergideydim. Eserimin yanında beklerken bir adam geldi. Üstü biraz kirliydi ya da bana öyle gelmişti. Şapkasında ipten bir kuş vardı. Sadece tuvalime bakarak “Başarılı!” dedi ve gitti. Neden bu kadar sessizdi, anlamamıştım ama yine de çok sevinmiştim. Aradan çok fazla zaman geçmişti fakat o adamdan başka kimse gelmemişti. Sabırla birazcık daha bekledim ve tam birisinin geleceğini düşündüm fakat o kişi benim eserim için değil, farklı birinin eseri için geliyormuş. Kimse tuvalimi beğenmeyince benim de aklıma bir fikir geldi. Yeni boş bir tuval alıp çok güzel ve rengarenk çiçeklerin olduğu bir kır çizecektim. Çizmeye başladım ve bütün insanlar başıma toplanıp resmimi ne kadar özenli ve dikkatli yaptığıma baktılar. Sadece bir resmin bile benim için ne kadar önemli olduğunu anladılar.
Resmim bittiğinde sergideki bütün insanlar beni kuvvetli bir şekilde alkışladı. Yani sadece önemli bir resim değil, aynı zamanda anlamlı ve anlatıcı bir resim yapmış oldum. Hayat sadece bir resimden ibaret değildir ama bazen resim gibidir.