Bilimin Acı Gerçeği

İlaçlar bulundukları zamandan beri şimdiye kadar milyonlarca belki de milyarlarca kişiyi kurtarmıştır. Kapsül şeklinde ya da sıvı, doğal ya da yapı ve her türlü hastalık için bir türü olan sağlık endüstrisinin en önemli parçalarından bir tanesidir. Bizim bildiğimiz ve sonuçları kesin olan ilaçları almaktan çekinmeyiz, ama hala karşılığı bulunamayan hastalıklar ve yeni çıkan ilaçların bize nasıl tepki vereceğini bilemeyiz, bundan dolayı ilaçlar test aşamasındayken işe yarayıp yaramayacağını öğrenmek için çoğunlukla hayvanlarda kullanılır. Buna vicdansızlık diyenler de vardır, gerekli diyenler de.

Bu kullanılan hayvanların çoğunluğu maymunlar veya farelerdir, maymunlar çünkü onlar insanlara hem genetik hem de fiziksel olarak en çok benzeyen hayvanlardır ve fareler çünkü çoğu hastalık onlardan başlar. Bu yapılan testler çoğunlukla hayvanları zorla yedirmek, yüksek derecede radyasyona maruz bırakmak, panzehirler için zehirlemek ve buna benzer birçok yöntemle bilimin adında böyle işlemlerdir. Peki buna neden ihtiyaç duyuyoruz?

Dünya’da her gün milyonlarca kişi hastalıklarla savaşıyor ve onlara karşı en efektif olan şeyler kullandığımız ilaçlardır. Bu ilaçların bizim ya da bizden önceki insanların deneyimleri ile işe yaradığını biliyoruz. Fakat yeni çıkan hastalıklar için çıkarılan ilaçların işe yarayıp yaramayacağını bilmiyoruz, ve o durumda bu yaşanan testler devreye giriyor. Bilim dünyasının gözünde her ne kadar acımasızca olduğu düşünülen şeyler yapılsa da, onlar ahlaki durumuna göre değil, insanlığın iyiliği için yaptıkları işi yapıyorlar.

Bu testler objektif olarak her ne kadar kötü bir durum olsa da yine gerekli ve yapılması gereken bir şey olduğunu düşünüyorum. Bunun ana sebebi eğer birkaç hayvan milyonlarca insanın hayatı için öldüyse bence bu genel olarak bakınca artıları eksilerini büyük bir aralıkla geçiyor. İnsanlık aynı zamanda böyle deneylerin nasıl hayvanlar kullanmadan yapılma yolunu bulmak için çaba gösteriyor, ama biz böyle bir şey bulana kadar yaptıklarımız benim görüşümde gereklidir
Çoğu insanların buna karşı argümanı bu yapılan şeylerin doğaya karşı olduğudur, ki bu tam olarak doğru değildir. Bu kendisiyle çakışan bir tartışma, çünkü biz insanlar da doğanın bir parçasıyız. Yapılan hayvan çiftlikleri, bilim ve sağlık için yapılan testler ve birçok benzer olayın her ne kadar doğanın dengesini bozduğunu düşünseler de, bunların hepsi bizim yaşamımız için önemli bir parça ve teknik olarak doğanın da bir parçası.

Herşey asla mükemmel olamaz, bilim de buna dahil. İyi amaçlarla kötü şeyler yaşanıyor olabilir, ama pozitiflerine bakmak hem kendimiz için hem de türümüz için daha iyidir. Çünkü hayat toz pembe değil, hiçbir zaman değildi.

(Visited 11 times, 1 visits today)