Biz insanlar, çok düşünür ve çok merak ederiz.Daha önce denemediğimiz belki de hiç duymadığımız şeyleri merak ederek onları deneyimlemek ve tecrübe kazanmak isteriz.Veya aklımıza bir fikir geldiği zaman bu fikirlerimizi insanlara duyurmak, hatta tüm dünyayla paylaşmak isteriz.Aslında bakarsanız bu fikirlerimizi ve merak ettiklerimizi bile bilimin ve sanatın sayesinde gerçekleştirmiş oluruz.
Bilim ve sanat birbirleriyle oldukça bağlantılıdır.İki dalı da incelediğimiz zaman bunu çok daha net bir şekilde görebiliriz.Ayrıca iki dal da çok yoğun bir düşünce deposudur ve bu düşünceleri ortaya koymak isterler.Sanat, soyut olarak gerçekliği anlamlandırmak ya da sanatçının kendisine ait bilincinin bir tezahürünü yansıtmak ve yaratıcılığını öne çıkarmak için kullanılır.Sanat özgür konuların alanıdır.Bilim, evrensel, tartışılmaz gerçekleri bulma çabasıyla etrafımızdaki dünyanın keşfidir.Bilim, teorik kuram ve varsayımlara dayanır. Bilim kuramsal, sanat ise kavramsal bir disiplindir.İki dal da tüm dünya için gerçekten çok kıymetlidir.Sanat bilimden aldığı bilgilerle yeni eserler, yeni düşünceler, yeni duygular, yeni hayal güçleri ve bunlardan çok ama çok daha fazlasını elde eder.Bilim ise sanattan aldığı ilhamlarla daha çok merak ve beklenti uyandırır, bu merak ve beklentiler karşısında ise bahsedilen konular üzerinde çalışma yapılmasını sağlar.Bu durum iki dal arasında çok önemli ve mükemmel bir köprü kurar.Bizler bu köprü sayesinde kendimizi geliştirebilir, daha özgüvenli hale gelerek kendimizi özgürce ifade edebiliriz ,araştırmalar yapıp bunları sunabilir veya bu köprünün daha çok gelişmesi ve ilerlemesi için katkıda da bulunabiliriz.Sanat ve bilim, dünyayı anlamak ve açıklamak için yapılan girişimlerdir.Sanat ve bilim birbirini geliştirmek için çalışabilir. Başarıyla ve birlikte yapıldıkları zaman, dünyayı farklı bir ışıkta ve farklı bir açıdan görmenizi sağlayabilir ayrıca temel gerçeklerinizi değiştirebilirler.Örneğin bilim, insanın çizmeyi öğrendiği andan itibaren sanatı etkilemiştir. Antik mağara çizimlerinde ve Mısır’ın ünlü hiyerogliflerinde tasvir edilen karmaşık iletişim şekillerinde sanatın bilimle olan bağlantısını görebilirsiniz. Aynı zamanda sanatın doğasını ve tarihini periyodik olarak değiştiren sayısız bilimsel buluş ve yöntem vardır.Bilim ve sanatın benzerliklerini en iyi yansıtan örneklerden biri olarak düşünce ve kavramların tasarımlara dönüştüğü Sanayi Çağı verilebilir. Bilim ve sanatın şu an içinde bulunulan dünyayı şekillendiren buluşların birçoğunu yaratmak için birlikte uyum içinde çalıştığı bu çağda, çizim sanatı, yapısal kompozisyonlar ve hesaplamalar birbirine bağlı bir şekilde yer alır.
Sanat ve bilim arasındaki ilişki, dünya hakkındaki fikirleri, izleyicinin fikirle bağlantı kurmasını sağlayan bir forma dönüştürür. Yaratıcı sanat disiplinin öznelliği ve deneyselliği, titiz bilimsel yaklaşımın gücü ile birleşerek yeni gelişmeler, keşifler ve fırsatlar yaratır. Hızla değişen dünyada yararlı olması için bilim ve sanatın birlikte çalışması oldukça önem taşır. Çünkü bu iki disiplin birlikte, kolektif insan bilincini iyileştirebilir ve geliştirebilir.