Bilim ve sanatın arasında bir bağ var mıdır sizce? Bu sorunun cevabı kesinlikle evet olmalıdır. Bilim ile sanat arasında güçlü bir bağ vardır. Bilim bilgiye ve anlamaya bağlı bir daldır, sanat ise bu bilginin deneyimlenmesine, aktarılmasına ve duygusal bir bağ kurulmasına bağlıdır. Sonuç olarak bu dallar arasında sandığımızdan çok daha güçlü bağlar vardır.
Bazı ünlü bilim adamlarından veya ressamlardan yola çıkarak anlayabiliriz bunu. Örneğin :
Samuel Morse, bir çoğumuzun bildiği üzere Mors alfabesini geliştiren mucit olmakla beraber telgrafın bulunuluşuna da katkı sağlamıştır. Samuel Morse aynı zamanda bir ressamdır. Kendisi hem bilimle hem de sanatla uğraşan isimlerdendir.
Johann Wolfgang von Goethe de aynı şekilde hem Edebiyat ‘la ilgili çok önemli eserler yayınlamakla beraber doğa bilimleriyle de uğraşmış bu konuda kitaplar da yayınlamıştır.
Leonardo Da Vinci, hepimiz Leonardo Da Vinci’yi tanıyoruzdur kendisi çok önemli eserler gerçekleştirmekle birlikte sanatında hep bilime yer vermiştir. Kendisi matematikten mekaniğe birçok bilim dalıyla ilgilenmiştir. Resimlerinde uçak tasarımları paraşüt tasarımları gibi tasarımlar yapmıştır.
Hedy Lamar , Maria Sibylla Merian , El Cezerî ve bunun gibi birçok isim de hem bilimle hem de sanatla ilgili çalışmalar yapmıştır. Bu örneklerden anlayacağımız üzere sanatla bilim bağlantılıdır.
Aslında sanatın yapmakta olduğu şey bilimin verdiği bilgiyi insanın doğasındaki duygularla birleştirmektir. Sanat ve bilim arasında derin bağlar olduğunu anladık peki sanat ve bilim birbirlerine nasıl ilham verirler? Bu soruya cevap olabilecek bir sürü şey vardır. Bilimin ve Teknolojinin gelişmesiyle birlikte sanatın bireylere erişilebilirliği ve yapılan sanatsal faaliyetler de çoğalmıştır. Örneğin: Fotoğrafçılığın icadı, sinemanın ortaya çıkışı veya dijital sanatların gelişimi. Bunların hepsi bilimin sanata sunduğu katkılardır. Aynı şekilde sanat eserleri bilimsel buluşlara ilham kaynağı olmuştur. Örneğin: Günümüzdeki helikopter Leonardo da Vinci’nin 1480’li yıllarda yaptığı helikopter çiziminden esinlenerek bulunmuştur. Ya da Jules Verne’in ”Ay’a Yolculuk” kitabında insanların Ay’a gitmesi hakkında ilk kez bahsedilmiştir bu kitaptan uzun bir süre sonra ise insanlar ilk kez Ay’a ayak basmıştır. Aynı şekilde Jules Verne’in ”Deniz Altında Yirmi Bin Fersah” kitabında da denizaltından bahsedilmiştir, bundan yola çıkarak sonraki yıllarda modern denizaltı bulunmuştur. Birçok buluş bunun gibi kitaplardan , resimlerden veya filmlerden ilham alınarak bulunmuştur.
Bilimsel teorilerin anlaşılması insanlar için zor olabilir. Sanatta bu teorilerin insanlar için daha kolay anlaşılmasını sağlar. Yapılan somut teoriler, soyut bir şekilde resme veya edebiyat sanat dalına aktarılırsa insanlar için daha kolay anlaşılacak ve benimsenecektir.
Sanat ve bilim arasındaki en temel bağa gelirsek , bilimin altında evrenin işleyişini anlama, merakı giderme ve sırları çözme amacı yatar; sanatın altında da aynı amaçlar vardır. Sanatta aynı şekilde insanların duygularını öğrenme, merakı giderme, estetik anlayışı gibi şeyleri ifade eder. İkisinin de temelinde merakı giderme ve yeni şeyler öğrenme amacı yatar.
Sanat ve bilim hem duygusal yönleriyle hem de münevver yönleriyle insanları derinden etkiler. Öncelikle sanatta bilimde yaratıcılığı geliştirir. Bilim sorulara yaratıcı çözümler üretmemizi sağlar sanat ise hayatı farklı açılardan görmemizi sağlar. İkisi de insanın doğasını anlamamızı da sağlar. En önemlisi ise bilim de sanatta bize ilham verir ve bizi motive eder. Araştırmak ve merak etmek insanı motive eder ve başarıya sürükler. Sanatta aynı şekilde insanlara ilham kaynağı olabilir.
Sonuçta, sanat ve bilim birbirinden farklı şeyler olsa da ikisi de insanı derinden etkiler ve insana ilham verirler. İki kavramda insanın hem kendini hem de çevresini ve dünyasını anlamasını kolaylaştırır ve merakını giderir. Bilim de sanatta bizler için çok önemlidir.