Bilim, evrendeki en küçük parçacıklardan en büyük kümelere kadar, dünya ve evrendeki diğer yapıların bilim insanları tarafından birtakım yöntemlerle incelendiği faaliyet olarak bilinir. Bilimin amacı, bilgileri kesinleştirmek ve bilinmeyen gerçekleri açığa çıkararak insanların öğrenmesini, yaşadıkları evren hakkında daha çok bilgi sahibi olmalarıdır. Çoğunlukla bilim insanlarının bu bilgilere ulaşmak için kullandığı yöntem deney yapmaktır. Deney yapmak uzun zaman ve uğraş gerektiren bir iş olduğundan dolayı insanların bir kısmı yapılan deneylerin sonuçlarının deneyi yapan ülkede kalması gerektiğini ve tüm dünya ile paylaşılmasının gereksiz olduğunu savunmaktadır. Fakat bunun aksine insanların diğer bir kısmı, bilimin evrensel olduğunu ve elde edilen tüm veri ve bilgilerin dünyayla paylaşılması gerektiğini savunarak Goethe’nin “Bilim, bütün dünyanın malıdır. Milletlerin sınırını tanımaz.” sözüne katılmaktadır. Peki, bilim evrensel midir?
Bilimin evrensel olduğunu savunan insanlar, deneylerin bilgi edinmek için yapıldığını ve bu edinilen bilgiyi bütün dünyanın bilmeye hakkı olduğu kanaatindelerdir. Çünkü, evren hakkındaki gerçekler ve belli konular hakkındaki bilgiler farklı çalışmaların tamamlanmasında veya geliştirilmesinde yardımcı olabilir. Örneğin; tıp alanında ortaya çıkan yeni bir tedavi yöntemi, birden fazla hastalığın tedavisinin bulunmasında yardımcı olabilir. Bu da dünya üzerindeki birçok insanın sağlığına kavuşmaya bir adım daha yaklaşması demek oluyor. Ancak bu tedavi yöntemi paylaşılmasaydı ve saklı tutularak ticarete dökülseydi farklı araştırmalara konu olarak başka hastalıkların çözümünde etkisi olamazdı.
Bilimin evrensel olduğunu düşünenlerin aksine bazı insanlar bilimin milletlerinin sınırları içerisinde kalmasının daha mantıklı olduğunu düşünmektedirler. Bu görüşe katılan insanlar, bir bilgiye ulaşmak için harcanan zamanın ve sarf edilen çabanın boşa gitmemesi gerektiğini ve eğer karşılığı olmadan bilgi paylaşılırsa bunun fırsatı değerlendirememek olacağını savunuyorlar. Örneğin, bir pandemi sırasında tüm dünya tarafından bir hastalık için ilaç ya da aşı aranırken bir ülkenin bulduğunu varsayalım. Tedaviyi bulan ülke, üretime başlayıp tedaviyi başka ülkelere satar ve hem ekonomik açıdan güçlenir hem de herkesin aradığı bir tedaviyi bulduğu için itibarı artar. Fakat tedaviyi satmak yerine formülünü paylaşırsa bütün ülkeler kendileri üretmeye başlar ve o ülkenin ekonomik açıdan bu buluşundan hiçbir kazancı olmaz.
Sonuç olarak, bir ülke çok önemli bir bilgiye ulaşmış da olsa o bilgiyi dünya ile paylaşmazsa bu bilginin kimseye yararı olmaz. Bilim evrenseldir ve bir milletin sınırları içerisinde tutulamaz. Eğer tutulursa da bu bilgi kullanılarak artmaz ya da daha çok insana yardımcı olmaz. Önemli bir bilgiye ulaşmış olan bir ülke, her ne kadar o bilgiden başta ekonomik alanda olmak üzere birçok alanda yararlanabilecek olsa da bu bilgiyi saklı tutarsa ve sınırlı sayıda insanın elinde olursa bu bilgi kullanılarak başka bilgilere ulaşılamadığı için bilimden çıkmış, ticarete dönüşmüş olur.