Bilgi, Mutsuzluk ve Kaos

“Bilgi insanı mutlu eder mi, çok bilmek insan sağlığı için iyi midir, bir insan her şeyi bilebilir mi?” gibi sorular benim hep aklıma takılmıştır. Bilmek iyidir aslında. Atatürk’ün de dediği gibi “En büyük savaş, cahilliğe karşı yapılan savaştır.” Tamam, bilmek iyidir de çok bilmek iyi midir? Aslında bu soruya cevap vermek pek de kolay değil. Çünkü burada çoktan kastedilen pek de anlaşılmıyor. “Çok nedir, az nedir?” bunlar tam da miktar olarak belli olmayan kavramlar. Çok derken bilim, fizik, kimya ve biyolojik terimleri kastedersek bunun insanlıkta pek büyük bir etkisi olacağını sanmıyorum. Fakat eğer burada “çok” her şeyi bilmek anlamında kullanıldıysa iyi etkiden çok kötü bir etki bırakacağını düşünmekteyim.

Her şeyi bilmek olarak düşünür isek bir insanın bunu ilk başta hoş karşılayacağını fakat sonradan sonraya bu düşüncenin içini, psikolojisini yiyip bitirecek bir virüs gibi görmekteyim. Her şeyi bilmek ilk başta inanılmaz gelecektir kimsenin bilmediği sırlar, okyanuslarda yatan gerçekler, belki sıra dışı dünyalar… Peki bir insan ne zaman öleceğini, yakılarının başına ne geleceğini, gelecekte neler olacağını bilse sizce ne olur? Ben size olacakları kendi gözümden söyleyeyim: kaos.

Her şeyi bilen o insan gördüğü, bildiği her şeyi ara vermeden yazar mı sizce? Her şeyden önce o da bir insan korkacak, sevecek, aşık olacak, hayaller kuracak… İnsanın insana yaptığı kötülükleri ve yapabileceklerini öğrenince korkmayacak mı bu insan? Ya da gelecekte insanların karşılaşacağı şeyleri görünce ürpermeyecek mi bu insan? Varlığının hangi gün, saat kaçta, kaçıncı dakikada biteceğini bilince insan stres olacaktır, korkacaktır bu insan.

Tabii ki bunun gerçekleşmesi aşırı küçük ihtimallere dayalı olsa da bilgi iyidir, bilginin çoğu acıtır.

(Visited 10 times, 1 visits today)