Beyazlara Bürünmüş Katil

Tüm şehir bembeyaz bir örtü ile kaplanmıştı.Bu soğuk zemheri akşamı tüm delilleri yok etmişti. Saatlerdir olay yerinde durmaktan burnu kızarmış olan Dedektif Sasha, soğuktan donmuş elini güçlükle oynatarak yeni partnerine uzattı. Gözlerinde ölümün soğukluğu vardı bu adamın.Yüzünde ise en ufak bir duygu emaresi bile yoktu. Sanki bu soğuk hava kalbini de dondurmuştu. Sasha ise başında hiç dert yokmuş gibi bu zorlu davayı bu adamla yürütmek zorundaydı. Sert bir rüzgar esti. Rüzgardan başka hiçbir şey duyulmuyordu. O an fark etti Sasha, sessizliğin sesinin ne kadar yüksek olduğunu.

Takım arkadaşının peşinden geldiğine emin olarak cesedin yattığı yere doğru ilerledi. Adam cesedi süzerken de yüzünde hiçbir değişiklik olmamıştı, cebinden bir not defteri çıkartıp bir şeyler yazmaya başladı. O sırada telefonu çalan Sasha irkildi.Telefonu daha cebinden çıkarmamıştı ki adam ona bakmadan konuşmaya başladı.

-Telefonunuzu açmayın. Olay yerinde durduğunuz sürece telefonunuzun sesini kapatmanızı rica ediyorum. Zira şu an çok daha önemli işlerimiz var.

Soğuk dedektif haklıydı. Bu cinayeti çözmeleri çok zor olacaktı. Gecenin bir yarısı ağlayan bir kadından ,kurbanın karısından, alınan ihbar ile olay yerine geldiklerinde karşılaştıkları görüntü pek hoş değildi. Orta yaşlı bir adam evinden birkaç adım ötede, kanlar içinde, bembeyaz karın üzerinde yatıyordu. Sahip oldukları tek ipucu ise zanlının ormanda bırakmış olduğu ayak izleri ve ağaca asılmış bir çift sarı yağmur botuydu. Ancak bu ayak izleri de bir yerden sonra gizemli bir şekilde kayboluyordu. Ayak izlerinin bittiği noktadaki ağaca asılmış olan botlar, ayak izi ile uyuşmuyordu bile. Kısacası katilin uçmuş olması dışında hiçbir mantıklı açıklama gelmiyordu akla. Sasha tüm bunları düşünürken tekrar cep telefonu çaldı. Aynı numara arıyordu ve kayıtlı değildi. Sasha, dedektifi dinlemeye karar verip aramayı yine cevaplandırmadı ve işine döndü.

Saatler süren araştırmadan sonra, gün doğarken, aşağılayıcı bir not buldular. Yazan kişi bu notu bulacak insanların ne kadar budala olduklarından ve gözlerinin önündekini bile göremeyecek kadar kör olduklarından bahsediyordu. Sasha tüm gece hiç tepki vermeyen dedektifin dudağının kenarında ufak bir seğirme gördü. Gülümsemesini tutmaya çalışır gibiydi, göz temasından kaçıyor ve yere bakıyordu. Bir anda kafasını kaldırarak bağırması Sasha’nın ürkmesine neden oldu. Her şeyi anladığını söyleyerek botları eline aldı ve Sasha’ya dönüp konuşmaya başladı.

-Zanlı gizemli bir şekilde kaybolmadı. Yalnızca zekasını kullandı. Ormanın içine yürümüş ve birdenbire kaybolmuş gibi bir izlenim bıraksa da aslında tam tersi yönde ilerlemişti. Bunu düşünmüştük ancak geri geri yürüyen birinin hiç sendelemeden dümdüz yürüyebilmesi elbet hepimize saçma gelmişti. Peki ya zanlı geri geri yürümediyse, onun yerine botların tabanlarını kesip yürüdüğü yönün tersine yapıştırdıysa? Bu durumda o ileriye doğru yürürken biz geri geri gittiğini zannedecektik. Ağaçlar nedeniyle ormanın zeminine her zaman daha az kar düşer. Bunu bildiği için biraz ilerleyip sonra oluşturduğu izlerin üzerinden geri döndü. Daha sonra da açık alandan elini kolunu sallayarak kayıplara karıştı.Çünkü yağan karın izlerini yok edeceğini biliyordu.Ancak tipi tehlikesi hiç dikkate alınmadan yapılmış bir plandı. Bu şartlarda fazla uzağa gitmiş olamaz. Gidip ev sahibinden bu patikanın nereye çıktığını öğreneceğim.

Sasha olayları anlamak için birkaç saniye duraksadı. Her şey yapboz parçaları gibi iç içe geçiyordu. O sırada aklına bir şey takıldı ve basamakları çıkmakta olan dedektifi durdurdu.

-Sen tipi ihtimalinin düşünülmediğini nereden biliyorsun?

Dedektif paniklemişti. Sasha’nın telefonu aynı numara tarafından bir kez daha arandı.

-Sakın o telefonu açma!

Sasha telefona odaklanmışken adam hızla evin içine girip kaçmaya başladı. Bu sefer telefonu açacaktı. Telefonu kulağına götürdüğü anda hem duyduklarına hem de gördüklerine inanamadı. Evden alevler yükselirken telefondaki ses ona katilin yanı başında olduğunu söylüyordu. Ancak çok geçti, adam tüm evi ateşe vermişti. Kurbanın karısı ile beraber kendi yaşamına da son vermişti.

Daha sonra yapılan araştırmalar ile ortaya çıktı ki yıllar önce bu evde ailesinin öldürüldüğünü gören bu adama bu evde yaşanan mutlu anılar ağır gelmiş ve burada kimsenin yaşamaması gerektiğine karar vermişti. Yani kaçmak için ölmemişti bu adam. Tek hedefi öldürdüğü adam da değildi. Her detayını düşündüğü bu plana başarısız olduğu süsünü vererek Sasha ‘yı kandırmıştı. Telefondaki ses ise yalnızca eşi öldürülürken katilin yüzünü gören ve yangıda ölen kadındı. Adeta bir zincir gibi iç içe geçmiş bu olaylar dizisi Sasha ‘nın kanını dondurmuştu.

Olay yerine son bir kez baktı Sasha. İnsanların mutluluğu fazla gelmişti o adama. Hayır, o adamın bedeni içine tıkılmış zavallı küçük çocuğa ağır gelmişti bunlar. Bu dünya adil bir yer değildi. Acımasızdı ama bir o kadar da güzeldi. Gözyaşları ile büyümüş bu çocuk, gülümsemenin adeta bir suç olduğunu düşünüp kendince bir suçu durdurmuştu. Yüreği burkulan Dedektif derin bir nefes aldı ve arkasında bakmadan olay yerinden uzaklaştı.

 

(Visited 104 times, 1 visits today)