Türkçe öğretmenimiz geçen yıl bize bir kitap vermişti. Adı Beyaz Gemi idi. Kitabın ilk bölümleri biraz sıkıcıydı. Fakat kitap git gide insana heyecan katmaya başlamıştı. Kitabı seve seve okudum. Ama bana kalırsa sonu hiç bu kadar acı olamazdı.
Kitap, Maral Ana adındaki bir hayvana inanan bir dede ve sadece dedesine güvenen bir çocuğu anlatıyordu. Çocuğun annesi şehir merkezinde çalışarak onlara para gönderiyor, babası ise ortalıkta yoktu. Babasının köylerinin karşısında bulunan göldeki beyaz gemide olduğunu düşünüyorlardı. Dede çocuğa ‘’Eğer görürsen asla Maral Ana’yı öldürme!’’ derdi hep ama bir gün dede Maral Ana’yı mecbur kaldığı için öldürmek zorunda kaldı. Herkes onun etini yerken çocuk, dedesi Maral Ana’yı öldürdüğü için hastalanmıştı. Artık bu acıya katlanamıyordu. Çok güvendiği dedesi bile bunu yapabilmişti. Çocuk artık kimseye güvenmediği için babasının yanına gitmeye karar verdi. Beyaz geminin olduğu göle giden bir ırmak vardı. Ona atlayıp gidebileceğini düşündü ve gemiye atladı. Irmak onu nereye götürdü kimse bilmiyordu.
Maalesef sonu böyle bitti. Çok hüzün vericiydi benim için. Bence dede ne olursa olsun Maral Ana’yı öldürmemeliydi. Bu sayede çocuk da ölmezdi. Hayatlarına bu şekilde devam ederlerdi. Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.