Beslenme, insanın temel fizyolojik ihtiyaçlarından biridir. Sağlıklı olmak için yeterli ve dengeli beslenmeniz gerekir. Tükettiğimiz besinler hem fiziksel hem ruhsal sağlığımızı etkiler. Bilimsel çalışmalar, sağlıklı beslenmenin ruh sağlığı için temel bir gereklilik olduğunu vurgulamaktadır.
Özellikle güne kahvaltı ile başlamak kendinizi daha enerjik ve pozitif hissetmenize yardımcı olur. Bunun nedeni kan şekerinin sabit kalmasıdır. Güne enerjik ve enerjik başlamak için kahvaltı, dikkat etmemiz gereken öğünlerin başında gelir. Çünkü aç bir vücut stres hormonları salgılayarak sizi agresifleştirir ve güne yorgun başlamanızı sağlar. Bunun olmaması için sabah kahvaltısında bu yiyecekleri tercih edebilirsiniz : peynir, zeytin, yumurta, reçel, bal, pekmez, ekmek, kahvaltılık tahıl ürünleri, sebze ve meyveler.
Stresli veya stresli olduğumuzda davranışlarımızı kontrol eden ana faktörlerden biri beslenme şeklimizdir. Duygusal durumumuz yemek yeme şeklimizi değiştirebilir. Stres zamanlarında, çoğu insan rahatlatıcı yiyecekler arar. Özellikle stresli zamanlarda, yüksek kalorili besinlerin, insanların üzgün olduğunda çikolata gibi yiyecekler tüketmesi, tercih edildiği zamanlarda bazı kişilerde iştah tamamen kaçıyor. Herkesin stresle baş etme şekli farklıdır. Yaşanan duygusal yoğunluğa bir tepki olarak kişi rahatlatan ve stresi azaltan yiyecek arayışına girer. Yani karbonhidrattan zengin besinler, yağlı yiyecekler ve tatlılar tavsiye edilir. Bunun nedeni, bu gıdaları tükettikten sonra beynin ödül merkezinin uyarılması ve stres tepkilerinin azalmasıdır. Bu nedenle vücut, stresin etkilerini azaltmak için bu tür gıdaları tüketmeye yönelir. Örneğin insanların uykusuz olduğu zamanlarda içtiği kahve onlara kafein verip ayak tutar ve uyumlarını engeller.
Karbonhidrat yoğunluğu yüksek besinler vücuttaki serotonin ve endorfin hormonlarının miktarını artırır. Bu nedenle kişi stresli olduğunda yemek seçimini bu şekilde yapar. Günlük kahve tüketiminin rahatlatıcı ve psikoloji üzerinde olumlu etkisi vardır. Yorgunluğu azalttığı, canlandırdığı, uykuyu uzattığı ve konsantrasyonu arttırdığı bilinmektedir. Ancak günlük kahve tüketimi arttığında ruh sağlığımızı olumsuz etkiler. Stres hormonlarını arttırdığı için sizi gergin, sinirli ve aşırı tepkisel yapabilir. Aşırı kahve tüketimi uykusuzluğa, çarpıntıya, el ve ayaklarda titremeye neden olabilir. Aşırı kafein tüketimi, depresyon ve anksiyete bozuklukları riskini artırır.
Gün içinde tüketilen zararlı besinler önce fizyolojik sağlığımızı etkiler daha sonra başta depresyon olmak üzere birçok psikolojik soruna neden olur. Bugüne kadar yapılan araştırmalarda, gıda ve psikiyatrik bozukluklar arasındaki en güçlü bağlantı depresyonda bulundu. Anksiyete bozuklukları, bunama, şizofreni ve dikkat eksikliği bozukluğu gibi bozukluklar da yeme ile bağlantılıdır. Bilimsel çalışmalar folik asit, D vitamini ve B12 vitamini eksikliklerinin depresyon ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Depresyona girmemek için tüketilmesi gereken besinler ise şöyle: süt, yoğurt, et, tavuk ve peynir.
Anlayacağımız üzere yediğimiz yemeklerin hem ruhsal hem fiziksel olarak bize büyük etkileri var bu sebeple o an ki durumumuza bağlı yiyecek seçimi yaparak kendimize daha iyi bir psikoloji ve fizik sağlayabiliriz.