İklim değişikliği ve küresel ısınma günümüzde hem canlılara hem de dünyamıza çok büyük bir tehdit ve zarar verecek durumlara gelmiştir. Bunun oluşmasına izin veren biz insanlar şimdilerde geleceğin daha da kötü hale geleceğini farkına varmaya başladık. İklim değişikliğini kabul etmeyen ve var olduğuna inanmayan insanlar olsa da diğer bir kesim bu durumu çözmek için her türlü çözümleri denemekteler. Bu çözümlerden birinin de Birleşmiş Milletler uzmanları, beslenme tarzımızın iklim değişikliğinde mücadelede önemli rol oynayabileceğini söylüyor. Peki sizce beslenme tarzı dünyamızın geleceği söz konusu olan bu önemli mücadelede iklim değişikliğinin önüne geçmek için çözümlerden biri olabilir mi?
Ağaç dikiminin artması, petrol, doğal gaz gibi yenilenemez enerji kaynaklar yerine yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarının kullanımı, plastik kullanımının azaltılması iklim değişikliği için alınabilir önlemler olduğu gibi beslenme tarzı da bu önlemler arasında yer alabilir. Kırmızı et ve süt ürünlerinden kısarak doğaya yarattığımız etkiyi büyük oranda düşürecektir. Oxford Üniversitesinde yapılan bir araştırmada bu ürünlerin tüketimini azaltarak gıdalar üzerindeki karbon ayak izlerini üçte iki oranında azaltabiliriz. Sera gazı salınımı bakımından çevreye en çok kirleten ve zarar veren ülkeler ABD ve Çindir. Dünyadaki sığır sürülerini ülke olarak düşünülürse ABD ve Çin’den sonra üçüncü sırada gelirdi. Toprağın kullanım şekli de bu krizi tetikliyor. Yapılan uyarılara göre pazarlara erişimin çok daha kolay ve iyi bir hale getirilmesi gerekiyor. Et tüketiminin azaltılması onun yerine yerli gıda tüketiminin arttırılması gerektiği vurgulanıyor. Yapılan araştırmalara göre dünyada en çok kırmızı et tüketilen ülke Amerika çıkmıştır. Bilim insanları sıcaklık artışının 1.5°C’nin altında tutulması gerektiğini söylüyorlar. Fakat dünya eğer daha çok ısınmaya devam ederse sıcaklıklar 2100 yılına kadar 3 ile 5°C arasında artabileceği söyleniyor.
Et tüketiminin küresel ısınmaya sebep olmasının bazı nedenleri:
- Hayvanlar otları yerken sindirme süresinde metan gazı çıkarır bu gaz da sera gazlarından biridir,
- Hayvanları beslerken, insanların beslenmesi için kullanılabilecek soya, mısır gibi ürünleri kullanıyorlar,
- Hayvanları beslemek için fazla miktarda kullanılan su tüketimi, sera gazı salan gübre kullanımı ve geniş arazilerin otlak olarak kullanılması anlamına gelir ve geniş arazileri elde etmek için de ormanların bir kısmı yok edilir.
Bu konuda fark yaratmak için ille kırmızı et yemeği bırakıp vejeteryan ya da vegan olmaya gerek yok. Et tüketimini yarıya indirmek bile karbon ayak izinin yüzde 40 azaltılmasına neden olur. Kırmızı et tüketimini azaltmak için de iş yerleri toptan et tüketimini sınırlayabilir. Birleşmiş Milletler yiyecek artıklarının azaltılmasını ve yerli üretim olan gıdaların daha fazla tüketmemiz gerektiğini dile getiriyorlar. Gıdaların doğaya olan etkileri nerede ve hangi yöntemlere göre üretildiğine göre değişiklik gösterebilir. Doğal ortamda yetişen bir hayvan doğal ortamda yetişmeyen bir hayvana göre çok daha fazla gaz emisyonu yaratıyor.
Sonuç olarak fosil yakıtlarının kullanılması, ulaşım için arabaların fazla kullanılmasının yanı sıra beslenme de ikilim değişikliğini büyük ölçüde etkilemektedir. Daha az kırmızı et, tereyağı, peynir, süt alıp daha fazla yerli üretimli olan gıdalardan yenmeli. Aynı zamanda çöpe giden gıda atıkları da azaltılmalıdır.