Besinlerin Psikolojiye Etkisi

 

Charlie’nin Çikolata Fabrikası, İngiliz yazar Roald Dahl tarafından yazılan 1964 tarihli çocuk kitabıdır. Hikâye çikolatacı Willy Wonka’nın çikolata fabrikası içinde küçük Charlie Bucket’ın maceralarını anlatır. Ama asıl dikkat çekmek istediğim kısım, fabrikaya yapılan gezide karakterlerden birinin çikolata yiyerek mutluluktan deliye dönmesi ve dozunu kaçırdığı zaman etrafındaki herhangi birini beğenmesi. Sizce de bu biraz tuhaf değil mi? Yani demek istediğim çikolatanın aklımız veya psikolojimiz üzerinde bu denli etkisi olması gerçek olabilir mi? Evet, besinler psikolojimizi en ilginç ve olağan üstü şekilde etkiler.

Başlı başına psikoloji; aynı zamanda Ruh bilimi olarak da bilinir, davranışı ve zihni inceleyen bilimdir. Bilinçli ve bilinçsiz olayların yanı sıra daha çok duygu ve düşüncenin incelemesini içeren Psikoloji, çok kapsamlı bir bilimsel alandır. Ruh sağlığı yani psikolojisi yerinde olan birey kendisiyle ve çevresiyle dinamik bir denge ve uyum içerisindedir. Çeşitli faktörlere bağlı olarak bu denge bozulabilir. Bazı kalıtımsal özellikler, büyüme gelişme dönemindeki etmenler, yaşam koşulları, çevresel ve kültürel etmenler küçük bir yüzdeye sahip olsa da besinler ruh sağlığını etkileyen etmenlerden bazılarıdır.

Tarihte çikolatanın bir yiyecek olarak tüketilmesinden de önce bir ilaç olarak kullanıldığını aktaran kaynaklar var. Örneğin Osmanlı döneminin tıp anlayışı içerisinde “Humoral Patoloji” kapsamında çikolatanın mide ağrısı, hazımsızlık gibi belli hastalıklara iyi geldiğine inanılıyormuş. İlaç olarak eczanelerde bile satılmış. Çikolatanın vücudu beslediğine inanılmakta ve bu sebeple “sağlık çikolatası” olarak ilaç formunda üretim yapılanları da eczanelerde satılmaktaymış. Çikolatanın o dönem ilaçlarda kullanılmasının bir diğer sebebi de özellikle çocuklar için üretilen ilaçları daha lezzetli kılmak imiş. Tabii, o zamanlarda bile yine belirli ölçüde tüketilmesi konusunda gerekli uyarılar yapılmaktaymış. Çocuklar için demirli ve manganezli çikolata haplarının yapıldığı, Osmanlıca kaynaklarda çikolatanın et suyuyla, yumurtayla karıştırıldığı ve şifa niyetine kullanılan birçok tarifin yer aldığı da ulaşılabilir bilgiler arasında. Öncelikle önemli olan nokta şu; çikolatada asıl olan kakao. Bitter çikolata, sütten ve şekerden daha fakir, kakaodan ise daha zengin. Bu yüzden de bitter çikolata daha yararlı.

Günümüze doğru ilerleyecek olursak çikolata bir doğal antidepresan. SEV Gaziantep Amerikan Hastanesi’nden Diyet ve Beslenme Uzmanı Nur Seda Güler : “Çikolata ruh halini düzeltir. Çikolatanın serotonin içerdiğini ve dolayısıyla endorfin üretimini arttırdığını gösteren araştırma sonuçları var. Bunun anlamı şu: Özellikle bitter çikolata doğal olarak bir antidepresandır. Çikolatanın kokusu bile beyinde mutluluk hormonu olan serotonini artırır. Bitter çikolata beyin fonksiyonlarını arttırır. MR çekiminden kısa süre önce kakaolu içecek içmiş kişiler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre beyin aktivitelerinin arttığı gözlendi. ” dedi.

Yani evet araştırmalar sonucu kanıtlanmıştır ki çikolata bizi mutlu eder. Çikolata, phenethylamine (PEA) içermesi sebebiyle sinir sistemini uyarıcı etkiye sahiptir. Çikolata tüketimi bazı salgıların salınmasını tetikleyip insanların iyi hissetmesine sebep olabilir. Beyindeki serotonin seviyesini artırır ve mutluluk hissi verir. Beynin endorfin salgılamasına neden olur ve bu salgı da mutlu olmamızı sağlar.

(Visited 36 times, 1 visits today)