Hepimiz çikolatayı severiz yada içinde çikolata olan şeyleri . Birçok insan çikolata yemeden duramaz. Bütün bunlar bilim adamlarının da dikakatini çekmiş olacak ki neden böyle olduğunu araştırmaya karar vermişler.Yaşadığımiz hayat stres yorgunluk ve günlük olaylarla mücadele etmemiz için iyi beslenmemiz gerekir. Ve vücudumuz bazı şeylere ihtiyaç duyar.Mesela çikolata strese girince hemen aradığımız besinlerden biridir.Bilim adamları bunun hormonlarla ilgisi olduğunu kanıtlamış aslında.Çikolatanın bilimsel olarak kanıtlanan etkisi hormonların da ötesinde bir anlam taşıyor. Beyne gönderdiği olumlu etkiler sayesinde çikolata, kişinin kendini daha iyi hissetmesini sağlıyor. Beyin vücuda giren çikolatayı bir ödül olarak algılıyor ve endorfin salgılanmasını sağlıyor. Çünkü çikolata beyne doğrudan etki eden tiramin, feniletilamin, teobromin ve kafein gibi bileşikleri içeriyor. Ayrıca çikolatanın phenethylamine (PEA) içermesi sinir sistemini uyarmasını sağlıyor. Sonuç mu? Mutluluk…Çikolatanın faydaları ile ilgili yapılan araştırmalar göstermis ki, mucize besin çikolata; görsel hafızayı ve zekayı, çalışma belleğini, tarama ve izlemeyi, soyut akıl yürütmeyi geliştiriyor. Aynı zamanda çikolatanın ana maddesi olan kakaonun içeriği, kan akışının beyne doğru hızlanmasını sağlıyor. Bu durum beyin fonksiyonlarının gelişimine katkıda bulunuyor.Birçok tarihi kaynakta şifa niyetine tüketildiği söylenen çikolata hatta bir dönem eczanelerde satılırmışYapılan araştırmalara göre tüketilen besinler vücudun metabolik enerji gereksinimini sağlamakla birlikte beyin fonksiyonlarini da etkilerbesinler vücudumuz için gerekli vitaminleri ve minaralleri sağlar .Ve aynı zamanda psikolojimize ve davranışlarımizada etki eder.Sağlıklı bir ruh/zihin bütünlüğü için ideal beslenme şekillerini inceleyen araştırmalara bakıldığında şu sonuca varıyoruz ki; Beden sağlığını destekleyen yiyecek ve içeceklerle ruh sağlığını destekleyen yiyecek ve içecekler aynı. .Burdan yediğinle bağlantılı ‘düşünürsün ve hissedersin’ diyebiliriz.Dünya Sağlık Örgütü, sağlığı; insanın hasta veya engelli olmayışı olarak değil, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik halinde olması şeklinde tanımlıyor. Yani ruh durmumuz ve davranışlarımızda sagligimizin net bir göstergesiBazı örnekler vermek gerekirse karbonhidratlar kan akışını hızlandırır, dolayısıyla dingin ve sakin kalmamızı sağlar. Aşırı düşük karbonhidratlı diyet yapan insanların, depresif ruh haline eğilimlerinin yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Karbonhidrat eksikliği belirtilerinde halsizlik, unutkanlık ve yorgunluk hissi vardır.Triptofam, mutluluk hormonu olan serotonini artırır. Yumurta, ceviz, yulaf ve peynir triptofan değeri yüksek besinlerdir. Mutluluk hormonu ne kadar artarsa iştah da azalır. Ayrıca uyku bozukluklarında ve depresyonda da vücuttaki triptofan oranı düşer.Triptofam, mutluluk hormonu olan serotonini artırır. Yumurta, ceviz, yulaf ve peynir triptofan değeri yüksek besinlerdir. Mutluluk hormonu ne kadar artarsa iştah da azalır. Ayrıca uyku bozukluklarında ve depresyonda da vücuttaki triptofan oranı düşer.Protein değeri yüksek gıdalar tüketmek, yüksek enerjili olmamızı sağlar. Yeterli oranda protein almadığımızda konsantrasyon eksikliği, uyku bozuklukları, sürekli ruh hali değişiklikleri yaşanır. Kırmızı et, beyaz et, baklagiller, süt, yumurta gibi protein değeri yüksek besinler tüketerek protein eksikliğini önleyebilirizMesela Ceviz, avokado, balık, somon gibi gıdalarda bulunan omega- 3, insan psikolojisini etkileyen yağ asitidirKısacası cikolata dahil olmak üzere yediklerimiz psikolojimizi ve davranışlarımızı fazlasiyle etkiler.
BESİNLERİN DUYGULARIMIZDAKİ ETKİSİ
(Visited 21 times, 1 visits today)