Görüntüsü ve kokusuyla insanları etkileyen, tadıyla zihinlerimizi cezbeden, günümüzde insanlar tarafından çok sevilen ve tüketilen çikolatanın hikayesinden bahsedelim.
Çikolatanın tarihi ve kakao ağacının çekirdeklerinden yaratılışı, antik Maya’ya ve hatta daha önce güney Meksika’nın antik Olmec’lerine kadar izlenebilir. “Çikolata” kelimesi, gofretleri ya da tablet şeklindeki şekerleme halini çağrıştırabilir, ancak günümüzün şekerlemeleri geçmişin çikolatasına çok az benzerlik gösterir: Tarihinin büyük bir kısmı boyunca çikolata, tatlı, zengin bir içecek değil, acı bir içecektir. Ancak çikolata, Avrupa ve Amerika sokaklarında popüler olduktan sonra, kısa sürede evrensel olarak sevilen bir meta haline geldi.
Hepimiz çikolatayı severiz yada içinde çikolata olan şeyleri . Birçok insan çikolata yemeden duramaz. Bütün bunlar bilim adamlarının da dikakatini çekmiş olacak ki neden böyle olduğunu araştırmaya karar vermişler.Yaşadığımiz hayat stres yorgunluk ve günlük olaylarla mücadele etmemiz için iyi beslenmemiz gerekir. Ve vücudumuz bazı şeylere ihtiyaç duyar.Mesela çikolata strese girince hemen aradığımız besinlerden biridir.Bilim adamları bunun hormonlarla ilgisi olduğunu kanıtlamış aslında.Çikolatanın bilimsel olarak kanıtlanan etkisi hormonların da ötesinde bir anlam taşıyor. Beyne gönderdiği olumlu etkiler sayesinde çikolata, kişinin kendini daha iyi hissetmesini sağlıyor. Beyin vücuda giren çikolatayı bir ödül olarak algılıyor ve endorfin salgılanmasını sağlıyor. Çünkü çikolata beyne doğrudan etki eden tiramin, feniletilamin, teobromin ve kafein gibi bileşikleri içeriyor. Ayrıca çikolatanın phenethylamine (PEA) içermesi sinir sistemini uyarmasını sağlıyor. Sonuç mu? Mutluluk…Çikolatanın faydaları ile ilgili yapılan araştırmalar göstermis ki, mucize besin çikolata; görsel hafızayı ve zekayı, çalışma belleğini, tarama ve izlemeyi, soyut akıl yürütmeyi geliştiriyor.
Peki yemek insan duygularına nasıl olumsuz yönde yön verir? Eğer hali hazırda sevmediğiniz bir yemeği yemek zorunda kalırsanız normal olarak mutsuz olursunuz. Genellikle aşırı kilolu insanlarıyla bilinen Amerika da bu sorunun yaşanmasının en büyük nedenlerinden biri fast food marklarıdır. Bu tarz yemeklerin aşırı lezzetli olması nedeniyle insanlar keyfi olarak ve aşırı sayıda yemektedir bu da bu sorunu doğurur. İnsanlar sadece yemek yerken değil yemek yaparken de zevk alabilirler. Yemek yapmak çoğu insan için vazgeçilmez bir hobi veya iş.Yemek hayatımızın her yerinde vardır gerek yeme kısmında gerek yapma kısmında herkesin yemekle de bir alakası vardır. Uzun lafın kısası yemek hayatımızın her yerinde duygularımızla bağlantılıdır gerek olumlu yönde gerek olumsuz yönde kimilerinin sadece yemek deyip geçişdirdikleri bazıları için bir yaşam amacıdır. Yemek hayatın en temel fakat en manalı amaçlarından biridir. Annelerimizinde bize dediği gibi her şeyin fazlası zarardır diyerek fazla yemekten uzak durmaya ve zevkimizi başka şeylerden almaya odaklanmalıyız