İnsanoğlu Dünya’ya geldiğinden beri temel ihtiyaçlarını gidermek için çeşitli keşiflerde bulunmuş ve buluşlar yapmıştır. Bu temel ihtiyaçlarından bir tanesi ise beslenme ihtiyacıdır. Beslenme kelimesi sözlüklerde şu şekilde karşımıza çıkmaktadır:”Sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimi olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir davranış.”
Herkesin de onayladığı gibi insan besin olmadan sadece belirli bir süre hayatta kalabilir. Eğer yeterli besinli tüketmezse yavaşça metabolik faaliyetleri yavaşlayacak ve vücudu çoğu fonksiyonu yerine getirememeye başlayacaktır. Bu ve bunun gibi sebeplerden mütevellit insanın beslenmesi şarttır. İnsan beyni çok gelişmiş bir organdır. Çoğu fonksiyonu daha insanlar tarafından algınamasa bile beynin keşfedildiği kısmı bile insanı büyülemeye yeter. İnsan anatomisinin ayrı bir mucizesi de hormonlardır. Hormonlar bizim duygularımız için büyük önem taşır. Endokrin sistemimizi en çok etkileyen şeylerden biri ise tükettiğimiz besinlerdir. Besinler içinde bulunan değerler bakımından birbirinden ayrılırlar. Bazı besinlerde vitamin değerleri fazlayken bazılarında bu durum mineraller veya farklı maddeler için geçerlidir. Bu besin değerlerinin farklı olmasından dolayı insan vücudunda doğurduğu sonuçlar değişkenlik gösterir. İnsanın duygularını genel olarak besinler etkilediği için yediği besinleri dikkatlice seçmeli ve duygu durumunu göz önünde bulundurarak besinlerini tüketmelidir. Yeme alışkanlığımıza göre psikolojimiz ve fiziksel halimiz değişkenlik gösterir. Örneğin: Düzenli bir şekilde beslendiğimiz zamnan veya kendimizi besinler ile abartılı olmayacak bir ölçüde ödüllendirdiğimiz zaman hem mental hem de fiziksel olarak kendimizi daha zinde ve canlı hissederiz. Aynı zamanda kişi eğer beslenme durumuna dikkat etmezse bazı psikolojik rahatsızlıklar ortaya çıkabilir. Bu hastalıklar: depresyon, anksiyete, erken bunama, hatırlamada zorluklar, alzheimer, dikkat eksikliği ve odaklanmada zorluk gibi psikolojik rahatsızlıklar günyüzüne çıkabilir. Besinler aynı zamanda insanın psikolojisini düzenlerken de çok etkilidir. Örneğin: Yapılan araştırmalra göre Yorgunluk: Bezelye ve havuç yorgunlukla savaşmak için harikadır. Utangaçlık: Kuru baklagiller ve fosforca zengin besinler yenmelidir. Agresiflik: Yağlı tohumlar, özellikle fındık, ceviz ve yer fıstığı yenmelidir. Sakinleşmek için ise ayva, mürver, semizotu, hindiba, marul gibi besinler tüketilmelidir. Tam tahıl grubu, işlenmemiş et, meyve gibi besinleri tüketen kişilerde “bipolar bozukluk, anksiyete veya depresyon” gibi anomalilerin sağlıklı beslenmeyen kişilere göre daha az görülür.
Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki yediğiniz çikolatadan tutun içtiğiniz suya kadar tükettiğimiz her türlü besin bizim psikolojimizi derinden etkilemektedir. Tüketilen besinler önemsenmediği takdirde ise kişide çok fazla hastalık ve depresyon sorunları görülmekte. Beslenmenin yol açtığı başka bir şey ise kişinin karakter yapısına olan etkisidir. Bu sebeplerden ötürü beslenme en ufak ölçüde bile olsa kişinin psikolojisini etkilemektedir.