Türk Ulusunun büyük önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk, henüz küçük bir çocukken her çocuk gibi hayaller kurardı. Bir çocuğun hayalleri aslında büyükler tarafından çok kolay tahmin edilebilir. Herkes bir şeyler söyleyebilir bu konuda.
Ama ben Atatürk’ün içindeki çocuğun en büyük hayalini söylemek isterim. Daha doğrusu tahminde bulunmak isterim. Güvende olmak.
Sabah uyandığımızda aynı evde olmak, karnımız acıktığında evimizde yiyecek bir şeyler olduğunu, annemizin, babamızın bizi aç bırakmayacağını bilmek. Her gün sabah okulda öğretmenimizin bizi beklediğini bilmek.
Bize devamlı yeni bir şeyler öğretmek istediğini bilmek. Devamlı yeni şeyler öğrenmek istemek. Bunların hepsi güvende olduğumuzu hissettirir. İnsanlar güvende olunca mutlu da olurlar. Atatürk babasını erken yaşta kaybedince fark etti belki güvende olmanın önemini. Yurdumuzun düşmanlar tarafından işgal edildiğini duyunca, topraklarımızın elimizden zorla alındığını görünce öğrendi güvende olmanın ne olduğunu. Güvende olmanın aynı zamanda bir şeylere sahip olmak demek olduğunu. Güvende olmanın bilgiye sahip olmak olduğunu öğrendi belki. Genç yaşında askeri okula neden gitti? Askeri bilgilere sahip olursam korurum yurdumu diye düşündü belki. Yurdumuzu düşmanlardan korurken bile o hep okudu. Hep yeni bir şeyler öğrenmek için çabaladı. Atatürk’ün içinde belki öğretmen olmak hayali vardı.
Öğretmen olmak için bilgiye sahip olmanın ne kadar önemli olduğunu fark etti belki. Ne kadar çok bilgiye sahip olursam o kadar çok öğretirim diye hayaller kurdu. Belki de bilgiye sahip oldukça daha çok güvende hissetti kendini. Bir zamanlar hepimiz gibi çocuk olan büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk ulusunun güvende olmasını istedi hep.
Ama dedesi, babası gibi o da bir gün yaşlanacağını ve çok sevdiği ulusundan bir gün ayrılacağını düşündü. Peki kurduğu cumhuriyeti kim koruyacaktı? Çocukluğu geldi belki aklına. Çocuklar ve gençlere ne kadar çok şey öğretirse onlar da onu o kadar iyi anlayacaktı. Bilgiye sahip olmak; ailemize, yurdumuza en önemlisi bize kendimizi güvende hissettirecek ve ne kadar büyük hayaller kurabileceğimizi gösterecekti.
Atatürk çocukken kurduğu hayallerin çoğunu çalışarak öğrenerek gerçekleştiğini gördü. O zaman çocuklar ve gençler ne kadar çok çalışırlarsa öğrenirlerse, öğretmenler onlara ne kadar çok şey öğretirse onların da kurduğu hayallerin bir gün gerçek olabileceğini düşündü. O yüzden Atatürk çocukları ve gençleri hep sevdi. Yaşlandığında bile çocuklarla oyun oynamaktan, çocuklara bir şeyler öğretmekten çok zevk aldı. Çünkü çocuklar bir gün gelecek büyüyecekler ve kendisi gibi ülkeyi onlar yönetecek diye düşündü. O yüzden bir ülkenin geleceği bugünün küçüğü, yarının büyüğü olacak olan çocuklara verilen değerdir diye düşündü. Atatürk’ ün içindeki çocuk bütün çocuklar gibi hep güvende olmayı hayal etti. Yurdunun bilgili çocuklar oldukça güvende olacağını hayal etti. Biz çocuklar da bir gün büyüyecek, çok çalışacak, çok öğrenecek ve Atatürk gibi ülkemizi okuyarak bilgimizle koruyacak daha güzel daha mutlu yarınlara taşıyacağız.