Bugün lisenin ilk günü. Kafam çok karışık ve çok stresliyim. Bu yeni lise maceramda beni neyin beklediğini çok merak ediyorum. Artık 15 yaşında bir genç kızım. O yüzden yeni şeyler denemek,başka şeyler yapmak istiyorum. Daha önce denemediğim şeyler.
İlk zil çaldığında sınıfımı bulmaya koyuldum. İlk ders Listening-Speakin’di. Sınıfa geldim ve en arkaya oturdum. Biraz sınıfı ve sınıftaki kişileri gözlemledim. Herkes düzgün tipliydi. Sonra içeri hoca girdi ve herkes bir yerlere oturdu. Yanıma Gamze adında çok tatlı bir kız oturdu. Onunla şimdiden arkadaş olduk. Teneffüste kantine oturduk ve eski okul anılarımızdan bahsettik birbirimize. Tam kantinden çıkarken içeri biri girdi, adı Deniz’di. O an anlamıştım ki bu sene çok uzun bir sene olacak
Bugün çok güzel geçti. Bir sürü yeni arkadaş edindim. İçlerinden biri Egemen şu anlık bana en cana yakın davranandı. Onunla çok çabuk kaynaşmıştık. Şimdiden sınıf grubu açmışlardı ve herkes kendi arasında farklı farklı konularda konuşuyorlardı. Ben ise Egemenle konuşuyordum. Eski okul hatıralarımızı konuşuyorduk ve her saniye daha çok ortak özelliğimizin olduğunu fark ediyorduk.Bir sonraki gün yine Gizemle sınıfa gittik. Okul çok yoğun olduğundan çok yorulmuştum. Ayrıca gözlerimi Denizden alamıyordum. Çok kötü bir şekilde vurulmuştum ona.
Aradan aylar geçmişti. Okul ve düzen yerli yerine oturmaya başlamıştı. Tek yolunda olmayan şey ise ben ve benim Denize olan bu duygularımdı. Hala ilk günkü kadar gerçek ve güçlülerdi. O gün Gizem’in gazıyla ona yazmaya karar verdim. Ama küçük bir sorun vardı. Telefon numarasını bilmiyordum. Sonra aniden aydınlandım. Egemen yani en yakın arkadaşım Denizle çok yakın arkadaşlardı. Eminim ki onda Denizin numarası vardır.
O akşam Egemeni aradım ve bana Deniz’in numarasını atmasını istedim. Bir anda sesi çok ciddileşti ve bana neden onun numarasını istediğimi sordu. ben de Egemene çok güvendiğimden ona her şeyi anlattım. Okulun ilk gününden beri ona karşı hissettiğim her şeyi teker teker ayrıntılı bir şekilde anlattım. Hemen ardından telefon suratıma kapandı. Çok şaşırmıştım o asla böyle bir şey yapmazdı. Onu hemen tekrar aradım ve meşgule düştü telefon. Bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım.
Bir sonraki gün okula gittiğimde Egemen’i göremedim. Gidip arkadaşlarına sordum ama kimse bir şey bilmiyor, bilenler de bir şey söylemiyorlardı. Okul o gün her zamankinden yavaş geçmişti. Meğer okul onsuz ne kadar da zevksizmiş. Her neyse akşam okuldan çıkar çıkmaz evine gittim. Kapıyı annesi açtı ve Egemen’in dün akşamdan beri hiç odasından çıkmadığını söyledi. Hızlıca odasına gittim kap kapalıydı. Hiç çalma zahmetine girmeden içeri daldım. Sonuçta çok yakın arkadaştık. Ne olabilirdi ki? Odaya girdiğimde her yer peçete kaplıydı ve Egemen perişan haldeydi. Ağlamaktan gözleri şişmiş, uykusuzluktan çökmüş durumdaydı. Ona ne olduğunu sorduğumda bir şey olmadığını fazla içine atmaktan sonunda patladığını söyledi. Ardından bana dert yandıktan sonra ona uyumasını çok kötü gözüktüğünü söyledim. Gitmeden önce bana Deniz’in numarasını verdi. Hemen eve gittim ve ne yazacağımı düşündüm. Sonra basit bir selamla başlamaya karar verdim. Mesajı yolladığımda kalbim çok hızlı atıyordu. Çok vakit geçmeden o da bana selam yazdı. Beni tanıyıp tanımadığını sordum. Beni tanıdığını ve söyleyecek birçok şeyinin olduğunu söyledi. Ben de aynı şekilde benimde ona söylemek istediğim şeylerin olduğunu söyledim. Sonra gelen mesajla irkildim ve dona kaldım. Hareket edemiyordum. Adeta nutkum tutulmuştu. Gelen mesaj ” seni seviyorum”du. Ben de aynı şekilde ona onu sevdiğimi söyledim. Ama 2 dakika sonra. Anca yazabilmiştim.
Bir sonraki günler ve haftalar kafam çok dağınıktı. Şimdi onu daha fazla düşünüyordum ve teneffüs olup onun yanına gidebilmek için dakikaları sayıyordum. Her teneffüs beraber kantinde oturuyordu. O kolunu benim boynuma sarıyordu. Çok mutluydum. Ama bir sorun vardı. Egemen’i o günden beri görmemiştim. Ne bana yazmıştı, ne de beni aramıştı. Bu sorular bütün bir hafta kafamı kurcaladı. Ardından Deniz’e sormaya karar verdim. Nasıl olsa iyi arkadaşlardı. Ama hiç beklemediğim bir sonuçla karşılaştım. Egemen dediğim anda Deniz çok ciddileşti ve bu konuyu hızlıca kapattı.
Bir sonraki gün bu konu daha da batmaya başladı. Bir teneffüs Deniz bir işinin olduğunu ve bir sonraki teneffüs görüşeceğimizi söyledi. Tamam dedim ve takip etmeye başladım. Benden ne saklıyor olabilirdi ki? Aşşağı kadar indik ve orada Egemen’i gördüm. Sonra Deniz’in şu cümleleri kurduğunu duydum, ” O artık benim. Ondan uzak dur ve ona asla dokunma. O seçimini yaptı.”
Bu cümleler bana çok anlamsız geliyorlardı. Hemen hızlıca sınıfa koştum ve bütün ders bu 3 cümlenin anlamını düşündüm. Ama beynimden artık yanık kokusu geliyordu. Bu yüzden akşam Egemen’in evine gitmeyi ve her şeyi öğrenmeyi planladım.
Okuldan çıkar çıkmaz hemen Egemen’in evine gittim ve odasına çıktım. Egemen oturmuş ve şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Bana neden burada olduğumu ve gitmemi söyledi sinirli bir şekilde. Ben de hayır diyerek tersledim onu. Ona her şeyi bildiğimi ve bana anlatmasını istedim. İşte o anda gözlerinden yaşlar süzülmeye başlamıştı. Anlam veremiyordum. Ne olmuştu bir anda? Bana ağlayarak benden ilk tanıştığımız günden beri hoşlandığını söyledi. Şaşkına dönmüştüm. Gittim ve ona sarıldım ve defalarca özür diledim. Peki neden mi? Ben beni daha sonradan bırakacak bir sevgili için en yakın arkadaşımı, dostumu, kardeşimi kaybetmiştim. Kendimi tam bir pislik gibi hissediyordum ki öyleydim de zaten.
İşte o olaydan sonra o okuldan ayrıldım. Daha fazla kimseyi üzmek istemiyordum. Ama Egemenle konuşmayı kesmedim asla. Çünkü o artık benim ailem olmuştu. Onun dışında kimse benim duygularıma asla dokunamazdı.