Merhaba arkadaşlar. Şimdi size küçük çiftliğimi anlatacağım. Ben küçükken bir çiftliğimiz yoktu ama o zaman yaşadığımız evimiz bir çiftlik gibiydi. Doğduğumda ailem o evde yaşıyordu ve ben sekiz yaşıma gelene kadar da orada yaşadık.
Evimiz bir çiftlik kadar büyük değildi ama büyük bir bahçemiz vardı. Bir sürü hayvanlarımız vardı. Örneğin tavuklarımız,hindilerimiz, tavşanlarımız,yaramaz horozlarımız vardı. Horozlarımıza yaramaz dedim çünkü bizi kovalıyorlar ve üzerimize gelip beni korkutuyorlardı. Bu nedenle onlara yeni evler bulduk. Şimdi tavşanlardan bahsedelim. Yaramaz değillerdi. Onların yavruları minicik ve çok tatlılardı. Öyle bir kaç tane vardı sanmayın bir ara yaklaşık otuz tane oldular. Biliyor musunuz tavşanlar çok hızlı ürerler ve göz açıp kapayıncaya kadar çoğalırlar. Gözünüzü açtığınızda bir bakarsınız yüz tane olmuşlar. Tavuklarımız da çok tatlılardı ama çok gürültücülerdi. Yumurta yaptıklarında özel bir ses çıkararak bizi haberdar ederlerdi. Onlarla bahçede oynamaya bayılırdım. Çok küçüktüm ama hiç korkmazdım ,onlar da bizden korkmayıp hep yanımızda dolaşırlardı. Şimdi de kocaman tatlı hindilerimizden bahsedeyim. İnanmayacaksınız ama bir kere babam baba hindiyi kucağına alıp dans etmişti. Ayrıca mahallemizde pek çok köpek vardı onları kendi köpeklerimizmiş gibi sever ve ilgi gösterirdik.
İşte benim küçük çiftliğim böyleydi. Görüşmek üzere…