Cesaret nedir hiç düşündünüz mü? Ben düşündüm. Bana göre cesaret sadece korku veya bir şeyi yapamamak değil. Heyecan, endişe, acı, risk gibi bir çok duygu ile belirtilebilir. Cesarete bir çok örnek verilebilir. Örnek olarak;
_ Yeni aldığımız bir kuşu ilk defa ele almak,
_ İnce bir ipin üstünde yüreyebilmek,
_ Karanlık bir yerden geçmek,
_ Havuza yüzme bilmeden girmeye çalışmak… gibi bir çok örnek verebiliriz.
Başlangıçta aslında cesur ile korkak arasında bir fark yoktur. Ama bazı insanlar cesurluk ile korkaklık arasında fark olduğunu düşünürler. Bu yüzdende hep kendilerini suçlarlar ve yapamam deyip vaz geçerler. Aslında en büyük cesaret insanın korktuğu bir işin üzerine gitmektir. Peki bu korktuklarımızın üstesinden nasıl gelebiliriz bunu biliyormuyuz? Ben biliyorum. İlk önce korktuğumuz bir işi düşünmeliyiz. Sonra bu korkumuzu nasıl yenebilceğimizi düşünüp bunu sıralamalıyız. Sonra bu düşündüklerimizi tüm cesaretimizi toplayıp uygalamalıyız. Tabi ki her korktuğumuzda, heycanlandığımızda bunun adını cesaret koyamayız.
İnsanlar bazen sevmekten, yaşlanmaktan, ölmekten korkar. Bazende biz öğrenciler öğretmenlerimizin sorduğu soruya biliyormuş gibi parmak kaldırmakta büyük cesaret ister.
Cesaretin diğer anlamıda yürekli olmaktır. Bir söz vardır; Cesaretini kaybeden herşeyini kaybetmiştir. Yapamadığımız bir işi pes edip yarım bırakmak cesaretsizlik örneğidir. Ama pes etmeden sonuna kadar mücadele etmek cesaretdir. Bilmediğimiz bir işe başlamak bize heycanlandırır. Korkularımızı yenerek o işi istediğimiz sonucu elde edene kadar bitirmek her şeyden önce bizi mutlu eder. Bu durumdada hem kendimizi hem de toplumumuza faydalı oluruz. Böylece kendimize olan güvenimiz artar.