Gökkuşağının altından geçtim ve o gezegene girdim. O gezegende herkes mutluydu ve her şey şekerdendi. Bulutlar pembe, unicornlar her yerde lolipoptan ağaçlar, haribodan insanlar vardı, ve çok büyüktü.
İnsanlar uçamadığı için unicornlar onları bulutlara uçuruyorlar insanlar hayvanlarla konuşabiliyordu. Herkes birbirini tanıyordu. İnsanlar hayvanlarla konuşabiliyordu ve bu durumdan hiç kimse rahatsız değildi. Bu ülkenin kralı, kraliçesi, prensesi ve prensi vardı. Ama hiç emir vermiyorlardı. Bu gezegenin ismi Serbest Gezegen’miş. Bu yüzden herkes mutluymuş ve birde gelenekleri varmış. İsmi Eliana geleneğiymiş herkes en güzel kıyafetlerini giyip sokağa çıkarmış. Sonra beni bir unicorn sırtına alıp bir insanla tanıştırdı ismi de Şirin’di. Gerçekten de öyleydi beni evinde ağırladı ve öyle yemeği saatinde bütün ülke öğlen yemeğine kocamaaaaaaaaan bir sofraya oturup yemek yediler.