Ben bir tavşanım. Daha doğrusu biz üç tavşanız. Ben Sürmeli, diğerleri
ise Kahve ve Kara. Tüylerim beyaz, gözlerim siyah ve sürmeli
olduğu için bana Sürmeli diyorlardı.
Bu sabah ben ve Kahve yeni sahibimizle tanıştık: Gupset.
Gupset bizi kafesimizden büyük bir sevgiyle alıp sevdikten
sonra hep birlikte bizi satan dükkandan ayrıldık. İlk başta korkmadık
desem yalan olur. Elbette korktuk ama Gupset’in sevgisi
korkumuzu yok etti.
Evin kapısını bir kadın açtı. Neris ve Nefin adlı iki kız
kardeşin sevgi çığlığıyla bizi karşılaması bizi çok şaşırttı.
Yine ürkmüştük ama Kahve ve ben birbirimize destek
vererek hızla toparlandık.
Neris, bende büyük bir güven duygusu oluşturmuştu. Çünkü
hayvanları hem seviyor hem incitmemeye
çalışıyordu. Aslında Nefin de hayvanları seviyordu fakat
sanırım biraz sert sevdiği için bizde güvensizlik
oluşturmuştu. Sonuçta yavruyduk ve kemiklerimiz incecikti.
Bir saat kadar sonra Neris’in yumuşak okşamalarıyla
korkumuzu yenmiştik. O rahatlıkla bize verilen yiyecekleri
güzelce yedik.
Bir ara Neris’in kucağında sızıvermişim. Onun okşamasıyla
uyandım. Kahve’ye doğru bakınca onun halının üstünde
oynadığını görüp rahatladım.
Sonra ikimizi geniş koridora bıraktılar. Koridorda oynadık,
zıpladık.
Bir ara Nefin sevinç içinde Kahve’yi kucağına aldı ama sert
sevmesi nedeniyle annesi Gupset, Kahve’yi Nefin’in
kucağından alıp kendi kucağına oturttu ve bu arada Nefin’e
hayvanı nasıl sevmesi gerektiğini anlatmaya başladı.
Bir süre sonra dinlenmemiz için bizi kafesimize koydular.
Rüyamda annemle ve diğer kardeşlerimle birlikteydim ve
kendi dünyamda çok mutluydum.
Biz şanslı tavşanlarız çünkü iyi bir aile bizi sahiplenmişti.
Bir tavşan olarak insanlara, bizi sevin ve incitmeyin
diyorum. Unutmayalım ki bu dünya hepimiz içindir.