İnsanlar artık o kadar bencilleşti ki, bizden sonra sanki yaşam yokmuşçasına doğaya zarar vermekten çekinmeyip, kaynakların biteceğini düşünmeden her şeyden fazlaca kullanıyoruz. Peki bizden sonrası? Çocuklarımız, onların çocukları ve daha nicesi, neden onlara hayatta kalabilecekleri bir dünya bırakmak için çaba sarf etmiyoruz?
Mesela ormanlar. Sanki ihtiyacımız varmış gibi daha fazla alışveriş merkezi yapmak için kasıtlı çıkarılan orman yangınları beraberinde orada yaşayan diğer canlıları da öldürüyor. Gerçekten artık neredeyse her yerde birden fazla bulunan alışveriş merkezleri için böyle bir vahşete gerek var mı? Şuan bile bu yangınlar insanların üzerinde ciddi etki yaratırken bundan seneler sonra durumun daha da kötüleşeceğini kimse umursamıyor. Ağaçların bize oksijen verdiğini, onlar olmadan hayatta kalma olanağımız olmadığı gerçeğini göz ardı ediyorlar. Herkes “Çocuklarımıza daha güzel bir dünya bırakalım.” deyip duruyor. Bence önce onlara bir dünya bırakıp bırakamayacağımızı düşünmemiz gerek. Çünkü bu gidişle, biz böyle umursamazca yaşamaya devam edersek onlara nefes alabilecekleri bir dünya bırakamayacağız.
Çoğumuz sürekli küresel ısınmanın önemi hakkında konuşuyoruz. Üniversitelerde, okullarda bu konu üzerine tartışmalar açılıyor. Peki gerçekten kaçımız buna dikkat ediyoruz? En basitinden herkes “Ben tek başıma deodorant kullanmasam ne değişir?” mantığıyla alışkanlıklarından vazgeçmiyor. Tüm insanlar aynı düşünceyle hareket ettikleri için şuan ozon tabakası incelmeye hızla devam ediyor. Buzullar eriyor, kutupta yaşayan hayvanların nesilleri tehlikeye giriyor. Bunları yine biz, insanlar yapıyoruz. Yine her şey bizim bencilliğimize bağlanıyor. Sırf alışkanlıklarımızı değiştirmemek için hem kendi hayatımızı, hem de yaşayan diğer canlıların hayatını tehlikeye atıyoruz.
Aynı zamanda petrol, su, doğal gaz gibi kaynaklarımız da her geçen gün tükenmeye devam ediyor. Şimdi bile dünyanın çeşitli ülkelerinde insanlar suya ulaşamıyor. Buna rağmen diğer insanlar israf yapmaya devam ediyor. Su, tıpkı oksijen gibi onsuz yaşayamayacağımız faktörlerden biri. Ama biz yine sanki hiç tükenme ihtimali yokmuş gibi kullanıyoruz. Aynı şekilde petrol de öyle. Petrol gibi yer altı kaynaklarının bulunması da aynı şekilde hiç kolay değil ve kullanırken bunu da göz önünde bulundurmalıyız. Zaten su, oksijen ve değerli madenler tükendiği sürece bizden sonra hayatın olmayacağını hepimiz tahmin edebiliyoruz.
Çocuklarımıza belki daha iyisini değil ama, en azından hayatta kalabilecekleri bir dünya bırakmak istiyorsak bencil olmayı da bırakmalıyız. Bizim rahatlığımız, çocuklarımızın hayatına mâl olmamalı. Umarım bundan sonra hepimiz bunları düşünerek hayatımıza devam edip, gelecek için az da olsa bir şeyler yapmaya başlarız.