BEN KİMİM?

Penceremin aralığından giren küçük ışık bile beni uyandırmaya yetti. Sıkkın bir ifade takındım. Beş dakika daha uyusam belki benim için daha iyi olurdu. Üfleye püfleye zar zor becerdim kendimi lavaboya atmayı. Diş fırçama uzanacaktım ki bir şey dikkatimi çekti. Kızıl saçlar, mavi gözler ile hiç olamadığım kadar güzel gözüküyordum. Sanki dünkünden başka bir kız olmuştum. O gün okulun ilk günü olacaktı. Henüz okul forması almamıştık fakat dolabımda çok istediğim okul jilesi duruyordu. Üzerime geçirdim. Bir tuhaflık olduğunu hissediyordum fakat aldırmadım. Sonuçta eskisinden daha güzeldim. Okula gitmek üzere çantamı aldım. Servisi beklemek üzere kapının dışına çıkıyordum ki, tanıdık olmayan bir ses, “Ada seni okula biz bırakacağız! Bunu konuşmuştuk.” Ada kimdi yahu. Garipsedim. Annem beni aldı ve okula gitmek üzere arabaya oturttu. Okula erken gidecektim, sanırım. 10-15 dakika süren yolculuğun ardından okula vardım. Şubemin 5-C olduğunu biliyordum. Üst kata çıkıp sınıfa girdim. Yere bakarak yürüdüğüm için bir detayı fark etmemiştim. Sıraları gezmeye başladım. Adımı bulmuştum. Tamamen beyaz olan güzel etiketin üzerinde “Ece Barak” yazıyordu. Oturmak için yönelmek üzereydim ki yerimde düne kadar kendim diye bildiğim kız oturuyordu. Fısıldadı, “Neler olup bittiğini ben de bilmiyorum fakat bugünlük sen bensin ben de senim. Bu ne kadar uzun sürecek onu da bilmiyorum. Gel sana bugünkü yerini göstereyim.” Ben bir şey diyemeden kolumdan tuttuğu gibi üzerinde “İlkim Ada Yüksel” yazan sıraya götürdü. “Bugünlük burada oturacaksın.” Çantamı astım ve oturdum. Birkaç dakika sonra yanıma siyah, karışık saçlı bir erkek çocuğu oturdu. “Arel Erdem”. En azından sırasında öyle yazıyor. Gözlüklü, şeker bir öğretmen içeri girdi. “Benim adım Ramazan, şimdi sizinkileri öğrenelim.”. “Evet sen başla kızım”. Ben mi! bu bir felaketti! “Ee şey- ben Ec- aman İlkim Ada Yüksel”. “Tamam, fakat üzerine giydiğin forma ilkokul için, düzeltirsen sevinirim.”. “Ya sen oğlum?” Oh büyük ucuz atlatmıştım. O gün boyunca “Kendim” ile takıldım. Okula annesinin bırakıp aldığını öğrenmiştim. Bu sayede okul çıkışı bir servise atlamak gibi bir delilik yapmamış oldum. Evde yemek dışında odamdan çıkmadım bu şekilde günümü atlattım. “İyi geceler Tatlım!” Karanlık… Uyumak için can atıyordum fakat uzun bir süre uyuyamadım. Nihayet uyumuştum. Uyandığımda çoktan sabah olmuştu, kendi odamdayım, sarışın ela gözlerim ile kendim olarak tanımladığım kişiydim. Umarım bir daha böyle bir şey olmazdı.

(Visited 63 times, 1 visits today)