Merhaba ben Nehir! Ben…Ölüyüm…Nasıl mı öldüm? Hatırlamıyorum ama kötü olduğu kesin
– Her neyse size nasıl buraya geldiğimi anlatayım. Ben öldüğümde, gözlerimi açtığımda bembeyaz bir yerdeydim. Sonra bir mucize oldu. Bir el usulca omzuma dokundu. Arkamı döndüğümde; Nedense arkama baktığımda ”AAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAAA-” diye bağırdığımı hatırlıyorum. Arkama baktığımda bir melek kanatları gözümü kamaştırıyordu. Meğerse arkadan gözlerime ışık tutuyorlarmış. Melek adının Aslı olduğunu söyledi. Şu anda bu bloğu Aslı’nın bilgisayarından yapıyorum. Her neyse. Aslı beni evine götürdü ve kapını tam önünde bir ayna vardı. Baktığımda boğazım patlayana kadar çığlık attım.
Aslı:Kapa çeneni komşular duyacak!
Ben: Özür dilerim Aslı abla! Bir daha yapmam söz!
Sonra salona geçip biraz konuştuk. Aslı abla bana dünyada ne olduğuna bakmayı öğretti hatta bana nasıl uçacağımı da öğretti! Şu anda buradayım ve ben kaçar! bay bay!
-Nehir altın