Ben bir bulut olsaydım, duygularımı herkese çok net ifade edebilirdim. Üzgün olduğumda yağmur yağdırır, içimdeki tüm sıkıntıları yağmur damlalarıyla yeryüzüne bırakırdım. Bu damlalar benim gözyaşlarım olur, her bir damla beni biraz daha hafifletirdi. Yağmur yağdırdıkça içimde biriken tüm problemler yavaş yavaş dağılıyor gibi hissederdim.
Stresli hissettiğimde dolu yağdırırdım. O koca taneler içimde hissettiğim ağırlığı ve stresi yansıtırdı. Her bir dolu tanesi, sanki kalbimdeki yükün dışa vurumu olurdu. Korktuğumda ise kar yağdırırdım. Soğuk insanları uzak tutar; insanlar üşümek istemez, bu yüzden yaklaşmaktan çekinirlerdi. Bu da beni güvende hissettirirdi.
Mutlu olduğumda ise gökyüzünden tamamen kaybolur, yerimi güneşe bırakırdım. Parlayan güneş, benim içimde hissettiğim mutluluğu yeryüzündeki insanlara ulaştırırdı. Herkes bu sıcaklığı hisseder, yüzlerinde bir gülümseme oluşurdu. Böylece benim ne kadar mutlu olduğumu tüm dünyayla paylaşmış olurdum.
Eğer bir bulut olsaydım; her anımı, her duygumu doğanın eşsiz diliyle ifade edebilir, hissettiklerimi açıkça gösterebilirdim. Bu, hayal gücümle doğaya kattığım anlamların bir yansıması olurdu.