Sabahın erken saatlerinde uyanıyorum, yataktan kalkarken odamdaki solgun resimlere göz atıyorum. Ne yazık ki, hiçbiri satılmamış. Bu durum beni üzse de, asla pes etmemeye kararlıyım. Yeni bir gün, yeni bir umut demek.
Kahvaltımda televizyonu açıp haberleri izliyorum. Sanat dünyasındaki büyük isimlerin başarıları bazen içimi burksa da, kendi tarzımı ve sesimi bulma çabasına odaklanmalıyım. Kahvaltı sonrasında atölyeme gidip çalışmalara başlıyorum. Fırçayı tuvale dokundurduğumda, renkler ve şekillerle olan ilişkim beni mutlu ediyor. Sanat yapmak, adeta bir terapi gibidir benim için.
Öğle arasında atölyeden çıkıp doğayla iç içe kısa bir yürüyüş yapıyorum. Doğanın güzellikleri beni rahatlatır ve yeni fikirlerin zihnimde filizlenmesine izin veririm. Öğleden sonra tekrar atölyeye dönüp çalışmalarıma devam ederim. Zamanın nasıl geçtiğini unuturum, sadece sanatla meşgul olmanın huzurunu yaşarım.
Akşam olunca atölyeden çıkıp eve dönüyorum. Belki bir eseri tamamlamamış olabilirim, belki kimse onu görmeyecek, ancak içimde bir huzur var. Sanat yapmanın getirdiği mutluluğu hissediyorum. Belki de rağbet görmeyecek eserlerim bir gün değer kazanacak, bu umut beni ileriye taşıyor.
Akşam yemeğini yedikten sonra kitap okuyarak veya müzik dinleyerek günü tamamlıyorum. Yatağa uzandığımda, yarın için yeni planlar yapmaya başlıyorum. Yine bir gün, yeni bir umut…