BEN ANKARA

Merhaba, ben Ankara. Siz hiç benim topraklarıma yolculuk yaptınız mı? Yapmadıysanız ve beni tanımıyorsanız size biraz kendimi anlatayım. Sizlere özellikle tarihimi, önemli yapılarımı, sokaklarımı anlatacağım. Önce şehrimin kalesini anlatayım. Ne dersiniz? Kalemin surları çok eski yıllarda askeri saldırılara karşı güvenlik amaçlı yapılmış. Ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinemiyor. Ama uzaktan bakınca ne kadar heybetli ve gösterişliyim değil mi? Kalenin yüksekliği 110 metre, zemin alanı ise 4,3 km. Dış kalenin 20’ye yakın kulesi var. 14–16 m yüksekliğindeki duvarların üstünde çoğu 5 köşeli 42 kule var. Dış surları kuzey-güney doğrultusunda yaklaşık 350 metre, batı-doğu doğrultusunda ise 180 metre. Dört katlı olan iç kalem Ankara taşından ve toplama taşlarla yapılmış. İç kalenin iki büyük kapısı var. Biri dış kapı, diğeri ise hisar kapısı adını taşıyor. Bu kale eski dönemlerde birçok büyük devlete ev sahipliği yapmış. Frigler döneminde başkent olduğumu ve adımın da Gordion olduğunu biliyor muydunuz? Şaşırdınız değil mi? Daha ne bilgiler bende. Durun anlatayım. Benim topraklarımda bulunan en eski devletler; Frigler, Galatlar, Hititler, Romalılar, Selçuklular ve Osmanlılar. O yüzden de kalemin yapısında birçok medeniyetten kalma heykel, lahit, sütun başlıkları var. Çok savaşlar oldu bu surlarda.Kalemin ana kapsısından çıkınca Hanlar bölgesi sizi karşılar. Burası Osmanlı döneminde ticaret bakımından oldukça hareketli bir yerdi. At pazarı, Koyunpazarı, Samanpazarı isimleri bu yüzden verilmiş. Çok ilginç değil mi? Ama bakın size bir bilgi vereyim. Çok eski yıllardan beri Tiftik keçilerimle ünlüyüm. Neden mi? Çünkü bu keçilerin kıllarından çok güzel bir kumaş dokunurmuş. Adına sof derlermiş. İpeğe çok benzediği için insanlar bu kumaşları çok satın almak isterlermiş. Osmanlı döneminde kalemin çevresi yukarı yüz. Aşağıya doğru Hacı Bayram-ı Veli Türbesi’ne giden taraf ve civarlar ise aşağı yüz diye bilinirmiş. Hadi şimdi Hacı Bayram Veli Türbesi’ne ve Camii ’sine gidelim. Hacı Bayram Veli Türbesi, 1429 yılında Hacı Bayram-ı Veli için yapılmış. Burası bugün için bile benim topraklarıma gelip mutlaka herkesin görmek istediği önemli yerlerin başında gelir. Hemen yanında Augustus Tapınağı vardır. Bu türbenin etrafı ve çarşıları cıvıl cıvıldır. İnsanlar alışveriş yaparlar, kimi çay, kimi kahve içer, kimi de sohbet eder. Kedilerim çok meşhurdur bu arada. Sokaklarımda gezinip dururlar. Hacı Bayram’dan sonra daha aşağılarda Roma Hamamım var. Burası bir zamanlar Dünya’nın en büyük hamamlarından biri olarak biliniyor ve 3. yüzyılda Septimius Severus’un oğlu Roma İmparatoru Caracalla tarafından Sağlık Tanrısı Asklepios adına yapılmış. Çok günler gördüm ben. Benim tarihi çağlardan itibaren en mutlu olduğum gün 27 Aralık 1919’dur. Çünkü bu tarih Ata’mızın benim topraklarıma
geldiği tarihtir. O günü asla unutmam. Seğmenlerim nasıl da Ata’mızı karşılamıştı. Ne görkemli bir gündü o gün. 13 Ekim 1923’te ise başkent oldum. Bundan sonrası mı? Bundan sonrası benim artık modern bir kente dönüşmeye başladığım ve yeni bir devletin başkentliğini
yaptığım günlerdir. Belki bu yılları da sonra anlatırım.

 

(Visited 12 times, 1 visits today)