Okuldan eve 1 saatlik yol geldikten sonra yine yatağımda uyuya kalmışım. Kardeşimin oyun oynarken ki bağırışlarına uyanmıştım ve beni huzurlu uykumdan uyandırmasını geçtim kullandığı sözcükler de pek iç açıcı değildi. Hemen kalktım yüzümü yıkadım ve kendime bir kahve yaptım. Ne olursa olsun yanıma kahve almadan bir iş yapamıyorum. ‘Bizimle Başladı Bizimle Bitti’ kitabımı elime alıp balkona oturdum. Tabii ki de mum yakmayı unutmuştum. Kendime sırf mum yakmak için çakmak almış olmam ailemin biraz sigara içtiğimi düşünmesine yol açtı ama mumlarım söz konusu olunca başka hiçbir şey umrumda olmuyor açıkçası. Arkadaşlarımdan bile doğum günlerimde hep mum istiyorum.
1-2 saatimi de kitap okuyarak geçirdikten sonra havanın karardığını farkettim. Zamanın ne kadar hızlı geçtiğini farketmemiştim bile. Artık akşam yemeği saatim geldiği için yemek sipariş vericektim ki telefonum çaldı. Tanımadığım bir numaraydı ama içimde değişik bir his vardı o yüzden açtım. Karşı taraf hiç konuşmadı ama nefes alıp verişlerini duyabiliyordum ve hemen anladım. Arayan oydu. Sevgilim. Ölen sevgilim. Ne tepki vereceğimi bilemeden telefonu kapadım ama telefon tekrardan çaldı ben de ne doğruyu öğrenebilmek için açtım ve benle buluşmak istediğini söyledi. Yer ve saati bana mesaj atıcağını söyledi ve kabul etmekten başka şansım kalmamıştı çünkü onu görmek istiyordum canlı canlı. Ama nasıl olabilirdi bu? Onu yerde baygın bir şekilde kanların içinde yatarken görmüştüm. Doktorlar da öldüğünü söylemişti. 1 yıl boyunca neden bana haber vermemişti hayatta olduğunu?
Saatin kaç olduğunu umursamayıp kimseye haber vermeden evden koşarak çıktım zaten bana yazdığı yer bana en fazla 10 dakika yürüme mesafesindeydi. Bi yarım saat yokluğumu farketmezlerdi heralde. İlk buluşmamızda geldiğimiz kafeye çağırmıştı beni. İçeri girdiğim anda gözüm onunkileri buldu ama gözlerime inanamıyordum. Gerçekten oydu. Yaklaşık 1 yıl önce doğum günü partisinden eve dönerken araba kazası geçirip ölen sevgilim. Yanına gittim oturdum ama ikimiz de konuşmuyorduk. 1 yıl önce öldüğünü düşündüğün sevgilini ilk gördüğünde ne diyebilirsin ki? Gözüm bi an eline takıldı ve o an yüzüğünü gördüm. Görmem ile masadan kalkmam bir oldu. Koştum. Nereye gittiğimi umursamayarak koştum çünkü bu bir şeyi değiştirir miydi? Ona gerçekten inanmıyordum bunu bana nasıl yapmıştı? Hepsi sırf benden kurtulmak için bir yalanmış galiba. Ne hissedeceğimi bile bilmiyordum ki kendimi uçurum kenarında buldum. Biraz düşünmeye ihtiyacım vardı ama acım o kadar fazlaydı ki yerimde duramıyordum. Gerçekten başıma bunların geleceğini bilseydim o telefonu hiç açmazdım. Ama olan olmuştu işte ve bazen hayatın gerçeklerini kabul etmek gerekir. Kabul etmek istemiyordum, edemezdim. Oraya giderken beklediğim şey bu değildi. Aklımın ucundan bile geçmemişti.
Uçuruma doğru bir adım daha attım. Artık yüzüme vuran rüzgarı daha fazla hissedebiliyordum ve bu birazcık da olsa iyi hissetmemi sağladı. Atlamadan önce Yiğit’in,ölü taklidi yapan sevgilimin, son bağırışını duydum ama artık her şey için çok geçti…