Sabah erkenden kalkmam gerekmişti her zamanki gibi. İşim gereği sabahlar düşmanın olmuştu benim. Ben elektrik mühendisiydim, özel bir şirkette çalışıyordum. Proje yöneticisi olarak sürekli ülke ülke gezmem gerekiyordu .Her hafta bir ülkeye gidiyordum, kendi yaşadığım şehirde,İstanbul’da hiç vakit geçiremiyordum. İşe başlayalı daha bir yıl olmuştu ve ben işimin her gününden lanet ediyordum. Başladığımdan beri ne doğru düzgün arkadaşlık ilişkilerime ,ne sosyal hayatıma , ne de aileme vakit ayırabilmiştim.Hepsiyle kopmuştum.Arkadaşlarım başta beni her gün arıyor ‘’Bugün buluşalım mı , hafta sonu bir şeyler yapalım mı?’’ deseler de artık reddedilmekten sıkıldıkları için onlar da bırakmıştı aramayı. Bir tek aşk hayatım fena değildi.Serkan’la bir yıldır sevgiliydik. Bizim aşkımız gerçekten de ilk görüşte aşktı. İşte tanışmıştık onunla . Seyahatlerim genellikle 3-4 gün sürüyordu.Hafta başında sabah erkenden gidiyor,sonra haftanın ortasında dönüyordum.Bir gün İstanbul’da dinlendikten sonra da yine bu döngü devam ediyordu.Bugün bu döngünün başındaydık yine. Şimdi sabah kalkmıştım, bavulum tüm eşyalarım hazırdı.Bugünün tek farkı yılbaşından iki gün önce olmasıydı.Evet,yanlış duymadınız yılbaşında çalışıyor olacaktım hem de hiç bilmediğim bir ülkede:Moritanya’da.
İşimi sevmiyordum ama işim bana bir sürü katkı sağlamıştı . Dünya’ nın neredeyse her yerini gezmiştim,Serkan’la tanışmıştım ancak bunlar bana yetmiyordu çünkü ben çok yoruluyordum.Gerçekten de geceleri maksimum 6 saat olmak üzere uyuyor,hiç bilmediğim farklı kültürlerin yemeklerini yiyiyor,sürekli hasta oluyordum.Şimdi ise başıma Moritanya çıkmıştı.Afrika’da hiçbir şeyin olmadığı bir ülkeye gidip orada yılbaşına hiç tanımadığım insanlarla girecektim şirketi temsil etmek için.
Üstümü giyindim , evden uçuş saatimden 2 saat önce çıktım .Burası İstanbul ’du sağı solu belli olmazdı trafiğin. Hava alanına girdim,giriş işlemlerimi yaptım,bir kafede oturup kahve içip kitabımı okudum.Uçuş panolarına bakmak için kalktığımda şok oldum Moritanya uçuşu yoktu ama bu nasıl olabilirdi benim biletim vardı ki baktım ki biletin üzerinde Roma yazıyordu.Hemen görevlilerin yanına koştum onlara durumu anlattım ama onlar öyle bir uçuşun hiç var olmadığına eminlerdi.Böyle olunca gitsem mi gitmesem mi emin olamadım.İtalya dünyada en beğendiğim ülkeydi ve biletleri ben kendim de almamıştım.Müdürüm bana yollamıştı yani bu benim hatam da sayılmayacaktı.Öyle olunca gitmem gerektiğine karar verdim, nasıl olsa müdür almıştı biletleri onun bir bildiği olmalıydı.Ben kesin yanlış bakmıştım Moritanya’ya.Zaten kafam da bu aralar çok dağınıktı.İşime de gelmişti çünkü böylece yılbaşım için sevdiğim bir şehirde olabilirdim.
Uçağa bindiğimde bir anonsla irkildim.Duyduklarımın gerçek olduğuna inanamadım! Anonsta adım söyleniyordu ve uçuş görevlilerini bulmam gerektiğini söylüyorlardı.Hemen bir hostesin yanına gittim.Hostes bana gülümseyerek ‘’Patronunuz size bir jest yapmış ve size Business Class’tan koltuk almış.’’dedi.Ben hafif bir şokla ve mutlulukla yerime geçtim.Uçuşum mükemmel geçti ;sürekli ikramlar yapılıyor,hizmetlerin ardı arkası gelmiyordu.
Uçaktan indiğimde çıkışta elinde ismim yazılı bir kart tutan adam bekliyordu.Yanına gittim bana özel arabam olduğunu, onu takip etmem gerektiğini söyledi.Bavulumu taşıdı, arabaya doğru yürüdük.Arabayı gördüğümde ağzım açık kaldı.Araba kocaman bir limuzindi. Bugün yolculuğumun her dakikasında ayrı keyif almıştım.Otele geldik.Otelin de çok güzel olacağını tahmin etmiştim ama süit odada kalacağım hiç aklıma gelmemişti.Ben kendi imkanlarımla bu tatilin onda birine bile çıkamazdım.Her şey en kaliteli, en iyi,en pahalı şeklindeydi.Ben burada yılbaşını geçirmeyi bırak ömrümü bile geçirirdim.Ama sonradan aklıma geldi keşke yanımda Serkan da olsaydı .Ne kadar güzel vakit geçirirdik onunla.Sonra aklıma bir soru geldi.Müdür niye böyle bir jest yapmıştı ki bana ben ona ne yapmış olabilirdim ki bu kadar?
Odam çatı katındaydı asansöre bindim otuzuncu kata çıktım.Asansörün kapısı açıldı yerde sanki beni işaret eden gül yaprakları vardı.’’Herhalde yanlışlıkla dökülmüştür.’’ dedim ve koridora çıktım sonra gördüm ki güller benim odamın kapısına kadar devam ediyordu.Yavaşça odama doğru yürüdüm.Kalbim pır pır atıyordu.Kapıyı açtım ve Serkan orada elinde çiçekle beni bekliyordu.O an şaşkınlıktan bayılacaktım .Yanına yürüdüm,eğildi.Cebinden yüzük çıkardı ve o sihirli kelimeler’’Benimle evlenir misin ?’’.’’Evet , tüm kalbimle evet .’’dedim,sarıldık.O an gözyaşlarımı kontrol edemiyordum,çok aşırı mutluydum.Meğerse bütün bu business class , şoför olaylarını kendisi ayarlamış.Patronla da konuşup ona planından bahsetmiş o da seve seve yardım etmiş.Ancak şu Moritanya olayını hiç çözemedik,onu kendisi ayarlamamış.Ben herhalde yanlış baktım gerçekten.Bundan iki ay sonra küçük bir düğünle evlendik.Şimdi yaşadığım şeylerin her dakikasına iyi ki diyorum.İyi ki o işe başlamışım,iyi ki onunla tanışmışım,iyi ki dünyanın en güzel yılbaşını onunla geçirmişim…