Kütahya-Eskişehir Muahrebelerinde kazanılamayan zafer sonucunda Türk Ordusu daha düzenli bir savunma yapabilmek ve düşmanı kaynaklarından uzaklaştırmak amacıyla stratejik açıdan en doğru konum olan Sakarya Nehri doğusuna 25 Temmuz 1921 akşamı tamamıyla çekildi. Sakarya mevzii imkanlar yettiği kadar tahkim edilmiş ve savunma planı oluşturulmaya başlanmıştı. Plan, Yunan Ordusunun muhtemel 4 hareket tarzı üzerine düşünülmüş ve düşmanın en uygun hareket tarzının güneyden kuşatma yapmak olduğu tahmin edilmişti ancak Ordumuz işini şansa bırakmamak adına 4 hareket tarzına da kolayca esnetilecek bir plan tertipledi. Yunan Ordusu bazı iç sorunlardan ötürü çok zaman kaybetmişti ve Türk Ordusunun yerleşimini tam olarak saptayamamışlardı.Saldırı tahmin edildiği gibi kuşatıcı bir suretle güneyden gerçekleşecekti. Bunun üzerine Türkler cephenin güneyini kuvvetlendirmek adına kuzeydeki bazı tümenleri ve ihtiyatlarını güneye kaydırıp cephenin güneyini kuşatma hareketine karşı uzattı. Yunanlılar bizi kuşatmaya çalışırken kaynaklarından daha da uzaklaşıyor ve ordularını zor bir duruma sokuyorlardı. Türk Suvari Grupları bu hareket sırasında cephenin gerisine sarkıyor ve baskınlar ile Yunan kuvvetlerine zaiyat verdiriyorlardı. Yunan başarılı bir kuşatma yapabilmek için görüş ve ateş üstünlüğü sağlayan Mangal Dağını ele geçirmek zorundaydı başka türlü etkili bir kuşatma yapmaları imkansızdı. Taaruzlar başta büyük ölçüde başarılı olamamışsa da öğleye doğru değişen hava şartları nedeniyle hız kazanmaya başlamıştı. Hava şarltarı görüşümüzü kısıtladığından savunma ateşlerimiz yetersiz kalmış ve düşman hava şartlarının da yardımıyla zayiat vermeden, gücünü yitirmeden kolaylıkla mevzilerimize yanaşmış ve fırtına dinince bütün şiddetiyle tekrar taarruza başlamıştı. Takviye imkanımız bulunmadığından daha fazla zaiyat vermemek adına 2. Grup Komutanı Albay Selahattin Adil, bütün sorumluluğu üzerine alarak gece yarısı çekilme kararı verdi. Daha birinci gün Mangal Dağı Düşman kuvvetlerinin eline geçmişti.Mangal dağınında son kozlarını oynamaya hazırlanan Yunan Türk Kuvvetlerini yerinde tutmak maksadıyla kuzaeyden de bir taarruz gerçekleştirdi ve 143. Alay bu ani taarruz karşısında tutunamayarak geri çekildi. Mangal Dağını ele geçiren düşman moral bularak taarruzlarını Türbe Tepe istikamatine geliştirme çabasına girdi. Türbe Tepe göğüs göğüse kanlı çarpışmalara ve kahramca savunmaya rağmen Yunanlıların eline geçti. Kesin sonuçlu muharebelerin yapıulcağı beklenen güney kanadında çok tehlikeli bir boşluk oluşmuş ve Türk savunmasının temel direği çökmüştü. Gelişen bu tehlikeli durum üzerine Cephe Komutanlığı, 2. ve 3. Grup Komutanlarına, birlikte taaruz ederek ne olursa olsun Türbe Tepe’nin geri alınmasın emretti. Her iki grup tarafından da yapılan başarılı taarruzlar sonucunda Türbe Tepe geri alındı. Cephenin 3. günü yaşanan muharebeler Türbe Tepe Muharebesi adıyla anılmaktadır.
Devam Edecek…