Her zamanki gibi yine bir okul günüydü. Sınıfa girdiğimde arkadaşlarımın kendi arasında konuştuklarını gördüm. Yanlarına gittiğimde beni dışladılar.Ben ne olduğunu anlamadım.Öğretmenim geldiğinde ben dersimi dinledim. Ders bittiği anda hemen o arkadaşlarım birbirleriyle yine buluştular.Kulaktan kulağa konuşuyorlardı ve arada bana bakıyorlardı.Yanlarına gittiğimde benden uzaklaştılar.Bende tam şöyle dedim:
_Benimle ilgili mi konuşuyor sunuz?
Onlarda:
_Hayır,biz sadece kulaktan kulağa oyununu oynuyoruz.
_Bende katılabilir miyim? dediğim anda zil çaldı.Hepsinin içinden oh kurtulduk dediklerini duyar gibi oldum.Tekrar derse girdiğimizde yine o arkadaşlarım kıkırdayıp duruyorlardı.Onlara baktığım anda gülmeyi kesiyorlardı.Neyi benden gizliyorlardı?ve niye gizlediklerine bir türlü anlam veremiyordum.Sonra yine tekrar sordum:
_Neyi gizliyor sunuz?
_Birşey gizlediğimiz yok,sadece aklımıza bir şey geldi ona gülüyoruz.
Merakım iyice artıyordu ve açıkçası canımda çok sıkılmıştı bu duruma.Neyse dedim kendi kendime boş ver..Aklıma başka şeyler getirmeye çalıştım ama pek de başarılı olamadım.Halbuki onlar benim en iyi arkadaşlarımdı.Benden bir şeyleri gizlediklerine bir türlü inanamıyordum…Bu durum beni çok üzmüştü,yani günüm çok kötü gidiyordu.Öğretmenim benim üzgün olduğumu aslında farketmişti ama hiç niye üzgünsün demiyordu. Dersin sonuna doğru birden sınıfa başka bir öğretmenim girdi ve elinde bir doğum günü pastası vardı. Bütün arkadaşlarım hep bir ağızdan ” İyi ki doğdun Rüzgar!..” diye bağırmaya ve aynı zamanda da balonları havaya atmaya başladılar.
Meğer 3 derstir gizledikleri şey buymuş.Bugünün 26 mayıs olduğunu unutmuştum,ama onlar unutmamışlardı ve bu durum beni çok mutlu etmişti…